Herkesin gördüğünü görmek değildir marifet... Şakşakçılık yapıp, teşekkür almak da değil niyetimiz. Sivasspor, üç G.Saray, bir Kayseri ve son Kocaeli maçlarından alnının akıyla çıktı. Tabii ki bu önemli bir başarı ama biz işin perde arkasına bakalım biraz. Yiğidolar, bugünkü durumuna ne büyük paralar, ne de büyük yıldızlarla geldi. Başkan Mecnun Otyakmaz
ve sadece teknik direktör değil, kulübün aynı zamanda CEO'su Bülent Uygun, Türk futbolu için örnek bir model oluşturdu. Bundan 4 yıl öncesine kadar Fenerbahçe'den aldığı antrenman ürünleriyle çalışmalar yapan ve 2. Lig'de mücadele eden Sivasspor'un, bugün 30 milyon dolarlık ekonomik büyüklüğe sahip olması ticari ve sportif açıdan mükemmel bir başarıdır. Futbolda, sportif açıdan kurumsallaşmanın esası da takım olmaktır. Peki takım olmak nedir? Aynı hedef için bir araya gelmiş, belirli bir koordinasyon içerisinde sisteme bağlı olan bireysellikten uzak kişilerden oluşan topluluğa takım, tüm bu olguların benimsenmesine de 'takım olma olgusu' denir.
Terim'in G.Saray'ı gibi... İşte Sivasspor, bunu yakaladı... Futbolcuların, teknik direktörlerine -yani patronlarına- 'ağabey' dediği sıcaklıktaki bir ortamda, başarının gelmesi zaten kaçınılmazdı. 2 yıl öncesine kadar sıradan futbol işçileri olan Sivaslı oyuncular, bugün tüm Türkiye'de tanınıyor. İşte size takım olgusunun getirisi. Mehmet Yıldız olmaz, Kamanan olur... Petkoviç oynamaz, kalede Akın durur... Bilica forma giymez, Murat Sözgelmez görev alır... Özetle; Sivasspor, 4 yıl önce ektiği meyveleri bugün topluyor... Bülent Uygun ve öğrencileri de Terim'in Galatasaray'ından sonra 'takım olma olgusunu' bir kez daha örnekliyor.