Aslına bakılırsa, Galatasaray maçından sonra Sivassporlu futbolcuların tişörtlerindeki yazı her şeyi özetliyordu: Hiçbir başarı tesadüf değildir. Bundan iki hafta önce buzlu sahayı, eksik kadroyu ve hakemi mazeret gösterip, yenilgiye kılıf arayanlar, şimdi çıkıp "Rakip iyi mücadele etti. Kalecileri mükemmeldi" diyorsa, bu sözü kabullenmişler demektir.
Evet... Sivasspor, geçtiğimiz yıl ağızlara dolanıp, akıllara kazınan 'Anadolu Devrimi'nin en büyük adımlarından birini daha attı... Adım gibi eminim... Güzel ülkemin 'ayaktopu'na objektif bakan herkes, şapka çıkarmıştır Yiğidoların bu büyük başarısına. Hele bir gol var ki kelimelerle anlatılmaz. Görmeyen, anlayamaz! Tüm Türkiye şahit oldu... Sivasspor, devre arasında futbolcu değil, 'roketatar' transfer etmiş! O ne biçim hız, o ne biçim teknik, o ne biçim vuruş öyle... Yiğidolar, 250 bin euro'luk Fransız füzesiyle yıktı Galatasaray kalesini... Yannick Kamanan gibi gizli kalmış bir yeteneği, futbolun sahnesine çıkaran Bülent Uygun'a teşekkürlerimizi sunarız.
Dikkat et Mehmet Bu kadar güzel şeyden sonra bir de uyarı yapmak şart. Mehmet'i Telekom ve İstanbulspor'daki yıllarından beri takip ederim... Ve sanıyorum, ilk kez onu kırmızı kartla yan yana gördüm. Kimsenin bir itirazı olmadığına göre, hakem kararında haklıydı. Ortada tek 'haksızlık' vardı. O da Mehmet'in kendine yaptığı... Belli ki transfer söylentileri etkilemiş onu... Lütfen dikkat et; 'Yıldız'ın sönmesin Mehmet! Sivasspor'un sana daha çok ihtiyacı olacak. Son noktayı koyalım... Bazı sınavlarda 3 yanlış, 1 doğruyu götürür... Ama Sivas'ın sınavında tam tersi oldu! Bu kez 3 doğru, 1 yanlışı götürdü... Doğrular; Sivasspor'un inancı (2-0), mücadelesi (1-1) ve başarısı (4-2 pen.) Giden tek yanlış ise Galatasaray ve mazeretleri oldu!