Kulüpler Birliği, yönetici ve futbolcuların hakemler hakkında konuşulmaması için karar aldı. Sonra onlarla birlikte Futbol Federasyonu medya mensupları ve RTÜK'ün bulunduğu bir toplantıyla ekranlarda da hakemler için kısıtlayıcı önlemler önerildi ve Lig TV Genel Müdürü Şansal Büyüka'yı da göreve getirdiler. Aslında bazı kanallardaki eski hakemlerin abarttığı ve sulandırdığı tenkit ve yorumlara "dur" demenin zamanı gelmişti. Ama bir de madalyonun ters tarafı var. Bu kararlardan sonra Fenerbahçe'nin oynadığı Tokatspor, Trabzonspor ve Bursaspor karşılaşmalarındaki olaylara bir bakalım. Tokat'taki kupa maçında durum 1-0 iken Uğur Boral'ın ceza sahası içinde kaleye giden vuruşunu Fatih açık bir şekilde koluyla çelerek golü önlemişti. Karşılaşmanın hakemi Selçuk Dereli, stattaki ve TV başında herkesin gördüğü bu açık penaltıyı görmedi. Eğer kaleci Volkan Babacan yardımcı hakemin göstermediği bir açık ofsayt pozisyonunda tehlikeyi savuşturmasa beraberlik golü gelecek ve maç belki de 1-1 sona erecekti. Fenerbahçe bu skorla tur atlasa bile kupadan kazanacağı para azalacaktı.
Fenerbahçe ne yapmalı? Ligin tekrar başlamasıyla oynanan Trabzonspor maçında da Song'un Carlos'a yaptığı açık bir penaltı vardı. Bünyamin Gezer bu penaltıyı vermeyince Fenerbahçe'nin 2 puanla beraber federasyondan alacağı para da uçtu. Sarı-lacivertliler sadece bu hatayla klasmanda ikincilikten beşinciliğe düştü. Bu sonuç belki de şampiyonluğa etkili olacak. Ve nihayet perşembe akşamı Kamil Abitoğlu'nun herkesin "penaltı" dediği Lugano'nun biçilmesi ve Ali Tandoğan'ın Roberto Carlos'a attığı tekmeye kırmızı kart göstermemesi ile Fenerbahçe kupada farklı bir skoru kaçırdı. Tur şansı belki de tehlikeye girdi. Fenerbahçe yönetimi şimdi ne yapacak? Bu açık ihlallere rağmen başkan Aziz Yıldırım'ın önerdiği ve desteklediği karar yüzünden hataları sineye mi çekecek? Yoksa taraftarı çileden çıkaran bu haksızlıkları dile mi getirecek? Bence yönetim görevini yapmalı. Görünen o ki sustukça bu olayların arkası gelecek.