Son yıllarda seyrettiğim en güzel maçlardan biriydi. Zaten oyunun nasıl gideceği maçtan belliydi. Daha ikinci dakika dolmadan Fenerbahçe Deivid'in kafasından, Trabzon da Umut'un ayağından net goller kaçırdılar. Normalde kaçan pozisyonların girmiş olsaydı herhalde tarihin en gollü maçlarından birine tanıklık edecektik. Aragones de Ersun Yanal da sistemlerinden ve kadrolarından taviz vermeden sahaya çıktılar. Maçtan önce Trabzon'un oyunu biraz daha kendi sahasında kabul edeceğini düşünüyordum ama yanıldım. Rakiplerine ileride basarak Fenerbahçe'nin en büyük silahı olan ayakta top tutma, topun hakimiyeti bizde kalsın mantığının yıkılmasına neden oldu. Geriden çok adam kaçırarak Fenerbahçe'nin yumuşak karnı olan Lugano-Edu arasına topları indirmek istediler. Başarı da sağladılar. Çok net pozisyonlar buldular ama kalesinde devleşen Volkan'ı geçemediler. Buna karşın Fenerbahçe gene bildik düzende sahadaydı. Güiza ilerde tek, arkasında Alex dörtlü orta saha ve dörtlü savunma. Kadıköy'de oynayan Fenerbahçe'nin maçı koparması için gerekli değişiklikleri Aragones ne yazık ki yapamadı. Alex'i çıkartıp Josico'yu oyuna sokarken Aragones, adeta "Bana beraberlik yeter" demek istiyordu.
Yeri asla kulübe değil Eğer bu takım illa ki tek forvet oynayacaksa Semih'in yeri asla kulübe olamaz. Çünkü Semih topu hem iyi saklayan, hem de arkadan gelen arkadaşlarına iyi servis yapabilen bir futbolcu. Golcü özelliğini söylemiyorum bile. Dün akşam eğer Fenerbahçe gol yemediyse bunda kaleci Volkan kadar kademelere son anda da olsa hatasız giren ve çok kritik hamleler yapan Roberto Carlos ve Gökhan Gönül'ün de payı büyüktü. Hakem Bünyamin Gezer tansiyonu yüksek bir maç yönetti. O yüzden fazla eleştirmeyeceğim. Ama Hüseyin'e kart göstermeden nasıl 64 dakika tahammül etti, anlayamadım. Yanal mı söyledi bilmiyorum ama taktiği belliydi. Alex topu ayağına aldığı zaman indireceksin, bu kadar basit. Fauller tatlı tatlıydı ama bir futbolcu başka bir futbolcuya 5 kere arka arkaya faul yapıyorsa onu engellemek gerekir. Alex çıktıktan sonra bu kez Deivid'e musallat oldu. Gezer'e getireceğim tek eleştiri budur.