Ligin ilk yarısını lider bitireceği beklenen Trabzon, Bursa maçını kaybedince zirveyi bir başka Anadolu takımı Sivas'a devretti. Ancak hemen hatırlatmakta fayda var. Bu uzun maratonda önemli olan devrenin liderliğinin kaybı değil, sezon sonunda mevsimin liderliğine ulaşılmasıdır. 16 maçlık bu ilk yarı maratonunda Trabzon'un eleştiri masasında başarılı bir görüntü verdiğini söyleyebiliriz. Bunu biraz açıp grup olarak incelersek şöyle değerlendirebiliriz: Yönetim kurulu: Hakemlere karşı son çıkışını saymazsak başkana notumuz tam. Diğer yöneticilerin notlarını ise kendisine bırakıyoruz. Teknik kadro: İlk yarı itibarıyla görevini yapmış denilebilir. Hatta birkaç maç hariç başarılı bile olduklarını söylemek mümkün. Oynanan 16 maçta 10 galibiyet, 4 beraberlik, 2 yenilgi alan ve toplam puanını 34'e tamamlayan bir takımın sadece teknik yönetimi değil aynı zamanda tüm birimleri bu tabloda başarılı sayılabilir.
Bilanço olumlu gibi ama Kolay değil elbette ki dini, dili ve coğrafyaları farklı 24 yeni oyuncuyu hem de çok kısa bir zaman dilimi içerisinde belli bir hedefe kilitlemek ve bir amaç doğrultusunda toparlamasını sağlamak. Bu başarı ancak sağlam bir düşüncenin, doğru bir planlamanın ve alınan isabetli kararların bir neticesi olsa gerek. Kısacası ilk yarıda Trabzonspor'un topladığı puana ve sıralamadaki yerine baktığımızda bilançonun olumlu seyrettiğini söyleyebiliriz. Ancak bu tablo kimseyi rahatlatıp, rehavete sokmasın. 16 maçla lig tamamlanmış değildir. Asıl zorlu geçecek ve takımın gücünün belirleyecek maçlar 2. yarıda oynanacaktır. Bu kadar maç oynanmasına ve bu kadar çok zaman geçmesine rağmen Trabzon'un asıl aksayan, giderilmezse başına çok işler açacağı belli kusurları hâlâ tazeliğini muhafaza ediyor. Sistem belirsizliği, orta saha bereketsizliği, form nazlısı oyuncu fazlalığı, müsabakaya yön ve şekil verebilecek kabiliyette oyuncu azlığı bordo-mavili takımın gözle görülür en büyük eksiklikleriydi ilk yarıda...
Kollektif oynayamıyor Bu yarıda Trabzonspor'u futbol tekniği açısından değerlendirdiğimizde iyi, güzel,estetik, sistemli, etkili ve kolektif futbol oynadığını söyleyemeyiz. Futbol kalitesi bir maçta en yüksek düzeyde iken, bir sonraki maçta bakıyorsunuz tanınmayacak kadar kötü. Biz bu form şaşırtmacasını hoca-futbolcu adaptasyonunun eksikliği olarak görüyoruz. Bordo-mavili takım, oynadığı her maç sonrası tenkit edildi. Kesik kesik futbol oynadığı, futbol ve futbolcu yönünden istikrarsız görüntüler verdiği, 90 dakikanın büyük bir bölümünde başarısız kaldığı, kalan zaman içerisinde ise kişisel performansıyla skoru yakalamada etkili göründüğü, başarılı olduğu bu bölümdeki performansını oyunun tamamına yayamadığı, zorlu maçlar karşısında skora ulaşmada yetersiz kaldığı bir gerçektir. Bunun elbette ki birçok sebebi var. Bunlardan ilki, takımın belli bir sistemi ve oyun düzeninin olmayışı. Ama bireylerin becerileri, yetenekleri ve marifetlerinin kolay maçlarda müsabakaya olumlu yansımaları Trabzonspor'u skor bazında başarılı kılmakta. Diğer bir değişle, kolektif değil, bireysel futbol bu 16 maçlık süreçte de ön planda tutuldu. (Devamı yarın)