Hakikaten şu Sivasspor'un son dört yıllık geçmişi üniversitelerde tez konusu olarak okutulmalı. Hatta, her sezon trilyonlarca para harcamasına rağmen beklenen başarıyı yakalayamayan özellikle Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray için de iyi bir idoldür Sivasspor... Daha 5 sezon öncesine kadar 2. Lig'de sıradan bir takımken, bugün Türk futboluna damga
vuran ekip oldu. İki sezondur Süper Lig'deki başarısı, diğer Anadolu takımlarının da önünü açtı ve onlara "Şampiyonlukta biz de varız" deme cesaretini verdi. Bence Sivasspor'un yaptığı en önemli iş bu! Eskiden 4 büyüklerin dışında bir Anadolu takımı "Sezona şampiyonluk hedefiyle başlıyorum" deseydi, herkes gülüp geçirdi. Hatırlarsanız 2008- 2009 sezonun iyi başlayan Bursa, Gaziantep ve Kayseri, birkaç hafta sonra "Şampiyonluk yarışında biz de varız" demeye başlamışlardı. Sivasspor ayrıca "Futbolda parayla saadet olmaz" gerçeğini de hatırlattı.
İşte başarının sırları Peki Sivasspor mütevazı bütçesi ve sınırlı futbolcu kadrosuyla iki sezon üst üste bu başarıyı nasıl elde ediyor? Birincisi, çok fazla transfer yapmıyor, fazla da futbolcu göndermiyor. Transfer ettiği bir-iki futbolcuyu da trilyonlar ödeyerek değil, son derece cüzi paralar vererek takıma katıyor. Billica, Tum ve İbrahim örneğinde olduğu gibi. İkisinci, takımda çok iyi bir arkadaşlık ortamı var. Öyle ki futbolcular, Bülent hocaya "Hocam" yerine "Bülent ağabey" diyor. Başkan Mecnun Otyakmaz için ayrı bir paragraf açmak gerekir. Duruşuyla, açıklamalarıyla ve icraatıyla hem takıma, hem de Yiğidolara güven veriyor. Sivaslılar biliyor ki Mecnun başkan varken Sivasspor'un hakkı kolay kolay yenmez! Sivas'ta kime sorsanız, başkan Mecnun Otyakmaz'a inanılmaz bir sevgi ve saygı sözcükleri duyarsınız. Yönetimtaraftar veya taraftar-hoca sürtüşmelerinin sık sık yaşandığı Süper Lig'de Sivasspor bu konuda da örnek bir tavır sergiliyor. Geçen sezon olduğu gibi, bu sezon da ilk yarıyı zirvede bitiren Sivasspor'da, hâlâ 2. Lig'de de oynattığı 5 futbolcunun olması, zannediyorum başarıyı en iyi biçimde anlatıyor.