Her şeyden önce bir gerçeği yazıya dökelim ki, Trabzonspor ilk yarıyı beklenen de iyi bir bilançoyla kapattı. Çok kazandı, az kaybetti. Çok puan topladı, zirve ortağı oldu. 16 haftanın 8'ini puan farkıyla lider, 2'sini ise averajla ortak bitirdi. Peki neler eksikti Trabzonspor'da? Takipçileriyle arayı açması mümkün maçlardaki kritik hakem hatalarını geçersek, o tür oyunlarda sonuca gitmekte zorlandı bordomavililer. Gaziantepspor, Galatasaray ve Sivasspor karşılaşmalarından sadece 2 puan çıkarabildi. İyi oynadığı Beşiktaş maçını da kazanamadı. Bu 4 maçta sadece 1 gol atabildi. Kazandığı sair maçların çoğu da tek farklı. Demek ki ciddi bir gol sorunu var Trabzonspor'un. Yattara-Gökhan-Umut gibi 3 önemli forvet için maç başına 1.5 gol ortalaması çok yetersiz. 24 golle 34 puan toplamış. Gol başına 1.42 puan toplayarak sadece bu figürü 1.59 olan Kayserispor'un gerisinde kalmış "sniper"lıkta. Trabzonspor, puan toplarken "sniper" yani nokta atışçısı ama pozisyon başına gol deyince öyle bir özelliği yok gibi. Çok gol kaçırıyor forvetleri. Yani oyun anlayışı otomatik silah gibi. Çok mermi sallıyor ama az vuruyor. Peki bu durumun iyi ve kötü yanları neler? Kötü yanı, böyle devam ederse kazanmakta yine zorlanır Trabzonspor. İyi yanı ise çok yeni bir kadro olmasına rağmen bu denli tempolu ve agresif oynayarak, bol pozisyon bulan bir takımın ve tek tek de oyuncuların uyum sorununu tam aşmaları halinde skor rahatlığı gelme olasılığı düşük değildir. Yani zamanın Trabzonspor'un lehine işlemesi kuvvetle muhtemeldir.
4+2'nin yeri sağlam Sezon başında klasik "10" numaraya gerek görmeyen Yanal'ın ara transferde bu tip bir oyuncusu istemesi ilginç. Demek ki kafasındaki oyun kurgusunda önemli eksikler oluyor iş pratiğe yansıdığında. Çift santrfordan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Ancak bir türlü et mi, tavuk mu, balık mı olduğuna karar verilemeyen Yattara'dan alamadığı verime başka bir kurgu, başka bir yıldız ile ulaşmayı düşünüyor sanki. Çift ön libero gibi oynayan Selçuk ve Hüseyin'den vazgeçmesi zor. İsim olarak değişiklik yapsa bile buraya gelen diğer oyuncu, örneğin Colman da ön libero gibi oynayıp daha ziyade uzun top yeteneğini kullanabilir. Yani kalecinin önündeki 4+2 sabit gibi. Çift santrfor işi devam ederse geriye iki oyuncu kalıyor. Bunların da orta sahanın sağı ve solu olması lazım. Yani, klasik "10" numara ya da forvet arkası oyuncu için yine yer kalmıyor. Burada kesin transfer isteyen yer orta sahanın solu. Zira, sol kanattan sıfıra inip orta yapamayan bir takım hep eksik yapmış olacak işini. Ve gördük ki ne Cale ne de Colman bu görevin adamı değil. Velhasıl, ben Trabzon'un kimleri alacağını değil, transfer olursa "yeni-eski" kimleri nasıl oynatacağını merak ediyorum en çok. Ön liberolar mı, santrforlar mı? Hangi "çift"lik bozulacak acaba?