Başka ülkeleri bilmem ama bizde lig yarışının kızışma amarelerinden en önemlisi yönetici demeçlerinin üslup değiştirmesidir. Sezonun başlarında 'Lig bu hakemlerle bitecek' ağızları kader haftalarına gelince bir anda 'Bizi doğradılar, hakemi geçemedik' benzeri klişelere bürünür. Bu arada hakkını yemeyelim Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in Galatasaray maçından sonra hakemin etrafını saran yöneticileri hakkında 'Az bile yapmışlar' cümlesi futbol dünyamızın özlü sözleri arasındaki müstesna yerini almaya adaydır. Bursaspor maçında ofsayt golle yenilen Trabzonspor geçtiğimiz haftayı hakemler hakkında tarihinin en şiddetli protestolarından biriyle geçirdi. Bunda yılların birikiminin de mutlaka payı var. Bordo-mavili camia yıllardır uğradığı haksızlıkların hesabını bazen bir olaya yükleyebiliyor. Legal düzende hak aramak her kulübün olduğu gibi Trabzonspor'un da hakkı. Ama bunu yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü ölçüyü kaçırdığınızda haklıyken haksız duruma düşebiliyorsunuz. Tribünlerde kırmızı kartlı protesto çok iyi düşünülmüş bir protestoydu. Ama hakem Fırat Aydınus ve yardımcılarının havaalanında aleyhte tezahüratlarla karşılanması tasvip edilecek cinsten değil.
Çarpık düzene isyandı Karşılaşmanın ertesi günü Marmaris Bozburun'dan yeğenim Salih aradı. "Abi vallahi galibiyete sevinemedim. Yattara penaltıyı kaçırınca inan ki rahatladım. Bizim haram puana ihtiyacımız yok" diyordu. Gün boyu konuştuğum bordo-mavi tutkunlarının büyük çoğunluğu da aynı vurguyu yapıyorlardı. Belli ki Fırat Aydınus'un bazı kararları vicdanlarını sızlatmıştı. Özellikle penaltı pozisyonu ve Gustova Colman'ın yumruğu konusunda hakem Fırat Aydınus'un baskı altında kaldığını düşünenler vardı. Trabzonspor bugüne kadar Türk futbolunda emekle, alınteriyle başarıya ulaşmanın temsilcisi oldu. Ama ne yazık ki son yıllarda ülke futbolunda 'sesi fazla çıkan, masa başı oyunlarını daha iyi beceren' kazanıyor. Aslında geçen hafta bordo-mavili taraftarlar biraz da bu çarpık düzene isyan ediyordu. Fakat ne olursa olsun Trabzonspor kendi kimliğinden, duruşundan, ilkelerinden taviz vermemeli. Çünkü hiçbir şampiyonluk bunlardan daha değerli değildir.