İki-üç haftadır Lincoln form tutunca herkes birden bire güzel oynamaya başladı. Bu gibi işler zaten birinin sürüklemesi ile yürür gider. Skibbe baştan Lincoln'e demir atınca bu işin yürüyeceğini biliyordu. Onun için de ona karşı müsamahakâr davrandı. Gerçekte hepimiz Lincoln'ün bu kadar iyi top oynayabileceğini de beklemiyorduk ama dedim ya adam oynamaya başlayınca herkese bir şevk geldi, herkes kendisine çekidüzen vermek zorunda kaldı. Büyük tenkitçilerimiz mesela Rıdvan ya da Erman Toroğlu şöyle diyorlar: "Lincoln, Baros, Kewell ve Arda oynayınca Galatasaray'ın gol atamayacağı takım yok." Ama yine de şunları da söylemeden yapamıyorlar: "Küçük takımlara böyle gol atıyorlar. Acaba büyük maçlarda da gol atabilirler mi?" Hafta sonunda Galatasaray, Beşiktaş ile karşılaşacak. İşte size büyük maç. Buyrun! Gol atın görelim bakalım. Bunların susması için aynı oyunu Beşiktaş'a karşı da oynamanız gerek. Bana göre Lincoln oynar, gollerini de attırır. Ama benim dememle iş olmuyor.
Arda şoktan çıkamamış Rıdvan ile Erman'ın susması için bu ekibin yine ayakta alkışlanacak kadar güzel oynamaları şart. Kewell'ın olmayışı elbette bir handikap. Ama Arda sola geçtiği zaman fark kapanıyor diyoruz. Gel gelelim Arda geçirdiği rahatsızlığın şokundan hâlâ kurtulmuş değil. Oynuyor ama sonucu etkileyecek hareketleri yapamıyor. Gençlerbirliği maçında ben Aydın'ı bekliyordum ama başka bir kadro ile çıktı bay Skibbe. Bu defa ne yapar bilmem! Galatasaray'ın güzel oynamasıyla Michael Skibbe de kendini kurtardı. Herkes diyor ki: "Galatasaray güzel oynuyor, Skibbe'ye bir şey yazamıyorsunuz." Bizim Skibbe için düşüncelerimiz değişmez. Eğer Skibbe'nin yerinde başka bir hoca olsaydı Galatasaray bugün Şampiyonlar Ligi'nde yürüyüp giden bir takım olurdu. Skibbe'nin gitmesi Galatasaray'ın daha büyük hedeflere gitmesi anlamına da gelir. Ama böyle devam edecekse, varsın biz yanılmaya devam edelim.