Bu takım çift forvet oynamalı demekten dilimizde tüy bitti ama sonunda oynadı. Skibbe, Kewell sakat olunca Gençlerbirliği karşılaşmasında Baros ve Nonda'yı çift forvet olarak sahaya sürdü. Bu zamana kadar genelde maçlara tek forvet çıkan Galatasaray'ın yediği gol sayısı ortada. Kalesinde küme düşme hattındaki takımlarla aynı sayıda gol görmüş. Yani korkunun ecele faydası olmamış. Bu takım 1 yerse 2 atar, 2 yerse 3 atar. Gol atmaya çok müsait bir kadro var Alman hocanın elinde. Bu yüzden defansif oynatmaya gerek yok bu takımı, ofansif oynat gitsin. Nitekim ilk golü Meira'nın hediyesi ile kendi kalelerinde gördüler ve buna 3 golle cevap vermesini bildiler. Özellikle sahaya kaptan çıkan Lincoln bu yarıda bir asist ve bir golle kalitesini konuşturdu. Milan Baros da Brezilyalı yıldız gibi bir asist yaptı ve bir gol attı. Bir gol de Nonda'nın asistiyle Arda'nın ayağından gelince, Galatasaray karşılaşmanın ilk yarısını 2 farklı üstünlükle kapadı. İkinci devreye de iyi başlayan taraf sarı-kırmızılılar oldu. Hemen 2-3 gol pozisyonları da buldular ama olmadı. Maçın son bölümlerine doğru yorgunluk belirtisi başlayınca oyunu ağırlaştırdılar. Bu da çok normal karşılanabilir.
Örnek davranış Galatasaray ligin ilk yarısı biterken geç de olsa açıldı. Böyle giderlerse şampiyonluğun en büyük adayı olurlar. Gerçekten takım olmuşlar artık. Örneğin kaptan Ayhan'ın cezalı olduğu halde takımla Ankara'ya gelip arkadaşlarını yalnız bırakmaması hatta eşofmanlarını bile çıkartmayarak otelde dolaşması örnek bir davranış. Ben bir parantez de Lincoln'a açacağım, yıldız futbolcuyu geçen sezon çok eleştirdik ancak bu yıl muhteşem bir görüntü çiziyor ve ayakta alkışlanıyor. Son olarak Cimbom halı saha maçlarını bayağı sevdi. Ankaragücü karşılaşmasında 4 dakikada 3 gol atan Galatasaray, Gençlerbirliği mücadelesinde da 14 dakikada 3 gol bularak son iki deplasmanından 6 puan almayı bildi. Haftaya Beşiktaş derbisinde böyle oynarlarsa bir 3 puan da ordan alırlar.