Galatasaray'ın son haftalardaki futbolu kimseyi tatmin etmiyordu. Hertha maçı öncesi yorumlar deplasmanda olmasının da etkisiyle işinin zor olduğu yönündeydi. Her geçen gün cepten yiyen Skibbe, Alman gazetecilere koltuğunun sağlam olmadığını söyleyerek tedirginliğini gösteriyordu. Metalist karşısında beklenmedik bir yenilgi alan Galatasaray'a beraberlik yetiyordu. Gecenin en büyük sürprizi Ayhan ve Ümit'in yokluğunda sahaya Lincoln'ün kaptan olarak çıkmasıydı. Schalke'den olaylı ayrılan Brezilyalı yıldız böylece ikinci vatanına şaşalı bir dönüş yapmış oldu. Nitekim kaptanlığın verdiği ağırlığı üzerinde hissederek istekli ve azimliydi. Üst üste kaleye çektiği şutlarla Almanlara kendisinin daha bitmediğini göstermek ister gibiydi. Orta sahada Mehmet Topal muhteşem, Barış istekliydi. Ancak kanatlar istendiği gibi çalışmadı. Arda ve Kewell durgun bir görüntü çizdiler. Pantelic'i ileride yalnız bırakan Hertha beraberliği daha fazla isteyen taraf gibiydi. En tehlikeli atakları da zaten 59. dakikada geldi. Ancak savunma Voronin ve Pantelic'e gol izni vermedi. 66. dakika maçın kırılma anıydı. De Sanctis, Kacar'ın vuruşunda kalesinde devleşti. Hemen ardından Kewell'ın vuruşunda Bergen topu elle kesince kazanılan penaltı vuruşunu Galatasaray'ın 'Pempe Panter'i Baros ağlara yollarak galibiyet ateşinin fitilini yaptı. Golün ardından Hertha Berlin'in korkunç bir baskısı vardı ama Servet ve De Sanctis başta olmak üzere savunmanın geri adım atmaya niyeti yoktu.
Skibbe üçledi UEFA'da Metalist yenilgisini saymazsak Galatasaray, Oympiakos ve Benfica karşısındaki muhteşem futbolunu dün de Olimpiyat Stadı'nda sürdürdü. 90 dakika sonunda Berlin duvarını bir kez daha yıkan sarı-kırmızılılar soğuk geceyi ısıtan gurbetçilerin görülmeye değer desteğiyle bir üst tura adını yazdırdı. 'Gitti gidiyor' denilen Skibbe bu galibiyetle vatanından güçlenmiş olarak ayrıldı. Artık hayal gibi görünen Kadıköy'deki finalden daha inançlı bahsedebiliriz. Çünkü Berlin'de Avrupa kimliğine yeniden kavuşan bir Galatasaray gördük.