Fenerasyon(!) Futbol Federasyonu'nu F.Bahçe'nin yönettiğine dikkat çekip, geçen yılların tekrarını yapmaya çalışıyorlar. Hakemler baskı altına alınacak, düdük farklı çalacak, böylece avantajlar ele geçecek
Herkesin ağzında bu laf var. Futbol Federasyonu'nu Fenerbahçe'nin yönettiğine dikkat çekip, geçen yılların tekrarını yapmaya çalışıyorlar. Hakemler baskı altına alınacak, düdükler farklı çalınacak, böylece sahadaki güçlükler ertelenecek, avantajlar ele geçecek. Hıncal ağabey de geçen hafta bu konuya değindi. Cemal Aydın ve Melih Gökçek'in açıklamalarını dayanak yaparak, hakemler üzerinde bir Fenerbahçe baskısı olduğundan bahsediyordu. Halbuki bir gün önce Hıncal ağabeyin kendi gazetesinde Tahir Kum, töhmet altında bırakılan iki hakemin (Yunus Yıldırım, Halis Özkahya) yönettikleri maçlarda Fenerbahçe'nin mağlup olduğuna dikkati çekiyordu.
Tahir Kum, bir şeyi daha belirtiyordu: 'sadece Fenerbahçe'nin değil, diğer takımların maçlarını yönetecek hakemler de günler öncesinde belli oluyordu, niye Fenerbahçe ile oynayacak takımlar bir panik içinde' diye de soruyordu. Kimse bunlara cevap getiremiyor. Nalıncı keseri gibi kendine yontuyor. Hıncal ağabeyin görüşlerini okuduğumda, aklıma ilk gelen "yine sahalara döndü" fikriydi. Galatasaray'ın her bocaladığı dönemde Hıncal ağabey, hakemlerin Fenerbahçe'yi şampiyon yapacağını, bu ligin boşuna oynandığını yazar. Sonra Galatasaray şampiyon olur, Hıncal ağabey bir sonraki sezon için kaleminin sesini kısar ve inandığı gün geldiğinde tekrar sahalara geri döner.
ABAY'IN YÖNETİMİ ORTADA Süleyman Abay'ın, Hacettepe maçındaki yönetimi ortada. Bir İstanbul takımının, bir Ankara takımı ile yaptığı maça, bir İstanbul hakeminin verilmesini seslendirmiyor kimse. Halbuki Eskişehir- Galatasaray maçına Fırat Aydınus verildiğinde böyle miydiler? Fenerasyon hakemi olarak Abay'ın kararları, ya da Kocaeli maçında Nonda'nın faulü kazanılan ilk gol, veya Konya maçında Baros'un rakibi iterek attığı galibiyet golünü konuşmazlar. Aziz Yıldırım'ı çok eleştiririm. Ama bilirim ki hakemler konusunda çok hassastır. Çünkü geçen zaman kimin neler yaptığını ona göstermiştir. Yıldırım, Kulüpler Birliği Başkanı olurken, bir daha kimsenin hakemlerle oynamamasını hedefledi. Kulübüne avantaj sağlamak değil amacı, başkalarının bu işleri yapmasını engellemek. Kısacası, maçları futbolcuların kazanmasını istiyor, hakemlerin değil. Futbolumuza adaleti getirmek bizim elimizde. Sadece tuttuğumuz takımın kazanması uğruna, maçlara tek gözlü bakamayız. Bakarsak, her türlü başarısızlığı, hakemlere mazeret eden yöneticiler, teknik direktörler, futbolcular ve gazeteciler olur ortada. Futbol kalmaz... Hakemlerimiz hatalar yapıyor. Ama bunları "kötü hakem oldukları için" yapıyorlar. Eskisi gibi "tetikçi" diye düşünmüyor kimse onlar hakkında. Bu bile tutunacağımız bir adalet ipi. Lütfen bunu da kesmeyin.