Futbolumuzda şu günler ilginç geçiyor. Beşiktaş ince kıyım işkembe çorbası gibi, kendisini ince kıyıma uğratan hakem Bünyamin Gezer'e rağmen faturayı teknik direktör Mustafa Denizli'ye kesti. Gerekçe de ilk onbire giren futbolcuların seçilmesinde tercih hatalı imiş. Beşiktaş Başkanı Sayın Yıldırım Demirören'den başlayıp, yedek üyelere kadar şunu sormak isterim: "Sizlerin teknik direktörlük diploması aldığınızı bilmiyorum. Eğer diplomalı hocaysanız neden sizler takımı yapmıyorsunuz? Uzatmayalım, sayın yöneticiler, Mustafa Denizli bu ülkede en önde gelen iki üç hocadan biridir. Kariyeri ise sizleri susturacak kadar altın sayfalarla doludur, aklınızda olsun. Herkes kendi işini yapsın, en güzeli galiba o olacak."
G.Saray yönetimi tatilde Galatasaray'da kaybedilen kaybedilene. Önce Şampiyonlar Ligi'nden yok olundu, arkasından lig zora sokuldu, UEFA Kupası'nda ise ümitler Hertha Berlin maçına kaldı. Ligde Hacettepe maçından zar zor alınan üç puanla yola devam denildi... Ancak ne hikmetse Galatasaray'da fatura kesecekler uzun bir tatile çıkmış olacaklar ki, hiç kimse hiç kimse kimseyi ne itham ediyor, ne de laf söylüyor. Anlayacağınız, Galatasaray'da herkes yarı baygın maçlara çıkıyor, Allah bu işin sonunu hayır etsin.
Semih'i kurban etmeyin Fenerbahçe de en beğendiğim futbolcular Deivid ve Semih. Semih hangi takımda oynarsa oynasın, 18'den aşağı gol atmaz. Bu bir yetenek meselesidir. Bu yetenek de her zaman Semih'te vardır. Neyse konumuza gelelim. Semih menisküs ameliyatı olmuş. Temennimiz en kısa süre içinde yeşil sahalara dönmesi. Ancak beni endişelendiren bir şey var; Fenerbahçe Sağlık Kurulu da galiba Galatasaray'ınki gibi. Baksanıza Semih 4 hafta evvel sakatlandı. Daha yeni ameliyata gidiyor.