Kayserispor maçından sonra Ersun hocanın söylediği gibi elbette "Puan kaybetmeyen takım yok." Ama liderlik konumunda ve zirve iddiasında olan bir takımın da kendi kalibresinde olan takımlara karşı daha etkili olması gerekiyor, daha iyi sonuçlar alması gerekiyor. Beşiktaş, Galatasaray, Gaziantep ve Sivasspor'dan sonra Kayserispor'u da geçemedi Trabzonspor. Yanal'ın maç sonu açıklamalarına bakılacak olursa "Her şey yolunda." Ama bordomavili takımın Kayseri'deki futbolu gelecek için olumlu sinyaller vermiyor. Takımın aksamayan tek bölgesi daha birkaç hafta en problemli mevki olarak gösterilen kale. Sylva acemilik dönemini geride bırakmış, kalesinde güven veriyor. Organizasyon becerisiyle Kayseri maçında da Trabzon'un en iyilerindendi.
Bekler düşüş içinde Sylva'daki çıkışın aksine takımın iki beki inanılmaz bir düşüş içinde. Cale biraz da alternatifsiz olmanın verdiği güvenle saçma sapan işler yapıyor. Serkan ise Kayseri'de takımın en kötülerinden birisiydi. Egemen-Song ikilisi hücuma destek vermek için ileri çıkınca asıl görevlerini unutuyorlar. Savunmanın önünde oynayan Hüseyin ve Selçuk'un performansları da birbirine zıt. Hüseyin takımın lideri konumunda ve bunun da hakkını veriyor. Selçuk için aynı şeyleri söylemek zor. Genç futbolcu çok çabalıyor ama takıma katkısı günden güne düşüyor. Takımın en faydasız elemanı ise Yattara. Bir dönem rakiplerin belası olan Gineli oyuncu artık Trabzon'un başına bela. Oynasa bir dert oynamasa başka bir dert. İnsan "kasten oynamıyor" diye düşünmeden edemiyor. Forvet için daha önce defalarca yazdık; Umut-Gökhan birlikte oynamaz. Ama Ersun hocanın bir bildiği var ki ısrar ediyor. Uzun lafın kısası, ilk yarının sonuna yaklaşırken Trabzonspor'da düşüş sürüyor. Kritik maçlar öncesi acil önlem alınması şart.