Denizli'de ilginç bir maç vardı. İlk devresi her iki takımın da savunma güvenliğine ağırlık vermesiyle kalabalık orta saha mücadelesiyle geçti. Önemli gol pozisyonu dahi yoktu. İlk devrede tek hatırlanacak olay Yusuf'un daha 5. dakikada sakatlanarak sahayı terk etmesiydi. Ancak öyle bir ikinci devre vardı ki gerçekten seyredilmeye değerdi. Her iki takım da ikinci devrede futbolun hakkını verdi. Denizlispor ikinci devreye fırtına gibi başladı. Gol perdesi ilk devrede hiçbir varlık gösteremeyen İvan'la açıldı. Daha ilk golün üzerinden üç dakika geçmeden İvan'la ikinci gol gelince tribünler ayağa kalktı. Denizlispor iki golün heyecanıyla geriye çekildiği anda oyuna iyi organize olan Bursaspor, rakip kaleye daha fazla gitmeye başladı ve golü buldu. Bu golle özelikle Romashckenko'nun iyi oyunu ve duran topları akıllı kullanması Bursaspor'un baskısını arttırdı. İkinci ve beraberlik golünü de eski bir Denizlisporlu Gökhan Güleç attı.
Hep hücumu düşündüler Bursaspor'un her iki golü de aynı kanattan gelince Ümit Kayıhan bir yandan önlemi, bir yandan da saha içini uyarmakla uğraşırken, Bursaspor Sercan'ın golüyle öne geçti. Karşılaşmanın en güzel tarafı, daha doğrusu ikinci devrenin en güzel tarafı golü yiyen de atan da hücumu ve golü düşünüyordu. İşte Denizlispor'un üçüncü golü de böyle geldi. İki golün sahibi İvan'ın yerine giren Fatih Yiğen, Denizlispor'un baskın oynadığı anda beraberlik golünü attı. Dakikalar 86'yı gösterdiğinde Denizlispor Selahattin ile tekrar öne geçti. Organize olmayı çabuk gerçekleştiren, rakip kaleye hızlı inebilen Bursaspor olsa da dördüncü golden sonra Denizlispor hem savunmasıyla hem de orta sahasıyla 3 puan bizim derecesine dikkatli oynadı. Evet Denizli'de ilk 45 dakikası uykuları getiren maçın, ikinci 45'inde her iki takım da birbirini yedi bitirdi. İkinci devrede sadece 7 gol değil heyecan, kalite, tempo ve futbol vardı. Hakem Bünyamin Gezer de oldukça başarılıydı.