Fenerbahçe, Aragones'in "Kupada eksik takımla 1-0 yendiğim Ankaragücü'nü ligde de nasıl olsa kolay geçerim" düşüncesiyle son haftaların başarılı takımını bozunca Ankara'dan 1 puanla döndü. Zico, zamanında da Avrupa kupası maçları öncesi aynı düşünceyle asları dinlendirdiği zaman uyarmış "Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir" diyerek lige önem verilmesini belirtmiştim. Aynı hataya "Dede" de düşüp, istim üstünde bulunan Roberto Carlos ve Uğur'u dinlendirmek isteyince Ankara'da Güiza yanlızları oynadı, etkisiz kaldı. İşin kötüsü sakatlıktan kurtulan Alex'le Deivid de ona ayak uydurunca Fenerbahçe gol değil gol, pozisyon bile bulamadı. Maç boyunca Deivid'in kale içinde Ege tarafından kurtarılan kafa vuruşuyla Alex'in bir frikik atışı ile ikinci yarıda yine Deivid'in çok musait pozisyonda bomboşken ceza sahası içinden auta attığı top dışında rakip kalede tehlike yaratamadı.
Tehlikeli ataklar yaptı Bütün yan topları kaleci Serkan toplarken sol açıkta denenen Emre de yerini yadırgayıp sahada dolaştı. Bunlara bir de kazanılan 8 korner atışında Beşiktaş maçı öncesinde sarı kart görmemek için toplara girmekten çekinen Lugano ile Edu'nun pasif kalması da eklenince gol atmak imkânsız oldu. Nasrettin hocanın dediği gibi "Hırsızın hiç mi suçu yok." Yani sonuçta Fenerbahçe'nin etkili olamamasında Ankaragücü'nün 90 dakika presli ve tatlı sert futboluyla gol yememeye şartlanmış olmasının etkisi de vardı. Ankara'nın sarı-lacivertlileri özellikle sağ kanattan tehlikeli ataklar yaptılarsa da Jaba'nın çok sayıda ofsayta düşmesi bunların sonuçsuz kalmasında büyük rol oynadı. Yarattıkları en büyük tehlikeyi ilk yarıda Gökhan, kale ağzından kafayla kornere atarak kurtardı. Diğer ortalarda da kaleci Volkan başarılıydı. Maçın hakemi Fırat Aydınus hatasız sayılacak başarılı bir maç yönetti. Fenerbahçe başarılı kadrosunu salı günü sahaya sürerse Porto önünde galibiyete ulaşabilir.