Ne kadar gereklilerdi bu maç için. Lincoln ve Baros'tan söz ediyorum. 6 gol 3 asistle oynayan ve son zamanlarda kendini bulmaya başlayan Lincoln'den, 5 gol 3 asistle -yanlış mı yazdım?- oynayan Baros'tan. Evet yol alacak bir geminin çapaları yok tu dün. Defansta sağlam üç kule var. Orta sahada Ayhan çalışkan yine. Arda -yüreğim ağzımda onu izlerken- iyi oynuyor topla. Kewell eğer Arda'nın cetvel çizimi ortasına kafasıyla verdiği 90 derecelik açı kale direkleri arasındaki doksanın içine değmiş olsa kurulmuş ve düzenlenmiş bir taktik anlayış ilk meyvesini verecekti. Ankara Leoparları iyi koruyor ceza alanı çevresini ve içini. Savunmadayken şemsiye gibi kapanıyor, ataktayken aynı hızla açılıyorlar. Yine şemsiye gibi diyorum. Ama orta sahada bariz üstünlüğü var Galatasaray'ın. Ve fakat bu üstünlük ceza sahası içinde eriyor. Galatasaray topu ileride caza sahası yayı üzerinde değerlendirmeye kalkınca sıkıştırdı oyunu. Oysa ne zaman Arda ile kenarları kullanmaya başladı iki net gol pozisyonu yakaladı. Burada yapılacak bir tek şey var belki; uzun erimli ve sağlam şutlar çıkarmak. Bunu da sadece Sabri denedi.
Maskeli balo Oyunun ikinci yarısı taktik açıdan kifayetsiz bir görünüme bürünüyor gittikçe. Ankara'nın rüzgârı sert esiyor. Topu yere indirmek diye bir deyim var ama sağdaki turuncuların bundan haberi yok. Bunu Skibbe söylemiş olabilir mi? Bunu o bile söylemez. 45 dakika boyunca kullandığı bütün toplar rakibe ya da dışarı giden De Sanctis bile bildiğini okumaya devam ediyor. Yapılacak şu; orta sahada ayağa pas ve ileri yerden oynanacak uzun ve sert ortalar. Önce Kewell ardından Arda pes ediyor. Ankaralı Leoparlar biraz daha atak gibiler ama Aykut Kocaman da onlara 'Aman!' demiş; 'Sakın bulunduğunuz mevzileri terk etmeyin!' Nasıl olacak peki? Bunun yanıtını iki teknik adam da bulamamış olacak ki kendilerini üzmeyecek bir yol tutturdular. İkinci yarı sadece Ümit'in -Dubai yolcusuçaprazdan çıkardığı şut var başka bir şey yok. Gerçi kendi ceza sahasına 8 kişiyle yıkılmış bir takıma karşı ne yapılabilirdi ki? Lincoln ve Baros'un yokluğunda herhalde Galatasaray cephesinin buna verecek bir yanıtı olamayacaktı. Nitekim de öyle oldu. 'Maskeli Balo' Ankara'da başladığı gibi bitti. Artık önümüzdeki maçlara bakıcaazzz!