İki haftada iki hakem olayı. İkisi de Ankara çıkışlı. Aslında bunlar aysbergin görünen yüzü. Feryat önce Melih Gökçek'ten geliyor. Çıt yok. Adam veryansın ediyor, olay kapanıyor. İkinci olay bu defa Ankaragücü Başkanı Cemal Aydın'dan patlıyor. Ve dedikleri çıkıyor. Hakemle konuştu diye, ona veryansın ediyorlar. Üstelik ceza kuruluna da veriyorlar. İki olayın ikisi de Ankara çıkışlı demiştik. Yani Ankaraspor-Fenerbahçe ve Ankaragücü- Fenerbahçe maçlarıyla ilgili. Devam edelim... Son konuşan Aykut hoca olmuş. Bakın, hocam neler diyor neler: "Fenerbahçe maçı bir iş kazasıydı. Ancak Galatasaray'a böyle olmayacak. Onu yenmek için sahaya çıkacağız." Güldüm, Aykut hocaya. O herhalde Hıncal Uluç'un kendisiyle ilgili yazmış olduğu tam sayfa yazıyı okumamış olmalı. Son hareket de Fenerbahçeli taraftarlardan geliyor. Gökçek'i tenkit edercesine pankart hazırlamışlar. Ankaragücü-Fenerbahçe maçında tribünlere asacaklarmış. Pankartta şu yazıyor: "Melih Gökçek, Melih Gökçek! Seninle seçimde görüşürüz." Gökçek başkanı iyi tanırım. Buna kahkahalarla gülmüştür.
Siz yapmıyor musunuz? Dedikodular ağır ve ciddi. Ve onlara söylüyorum, sizler nasıl insanlarsınız böyle, niye Fenerbahçe'yi karıştırıyorsunuz bu işlere, ayıp ediyorsunuz, diyorum. Cevapları basit; "Baksanıza, Kulüpler Birliği Başkanı Fenerbahçe Başkanı, MHK onun isteğiyle kurulmuş, adamları var, Disiplin Kurulu aynen öyle. Yönetim Kurulu, Aziz beyin yanında dolaşan adamlardan bir araya gelmiş. Ee burada her türlü şey olmaz mı?!" Bence olmaz. Hemen hemen hepsi Fenerbahçeli bile olsa biraz vicdanları vardır. Sanki; Galatasaraylı, Beşiktaşlı, Trabzonlu ya da çok konuşan diğer yöneticiler fırsat buldukça bu işleri yapmıyorlar mı? Elbette yapıyorlar. Anlayacağınız Türkiye'de hakemlik iflas etmiştir. Herkes yalanla, birbirlerini kandırıp istediklerini yaptırmaktadır. Diyorlar ki hakem hata yapacak, biz de bir süre görmeyeceğiz. Ama ne hikmetse ne hatalar bitiyor, ne de verilen vadeler. İsteyen istediğini bal gibi yapıyor.
Yabancı hakem gelsin Hakem olayları, yağlı güreşteki pehlivan hikayeleri gibi sürüp gidiyor. Kimse dur demek için elini uzatmadığı gibi, birileri çıkıp da, gelin arkadaşlar toplanalım da demiyor. Ama perde arkasında kulaktan kulağa konuşulanlar var. Fotomaç'ın dünkü haberi de onlardan alıntıyla yapılmıştır: Artık Türkiye'ye yabancı hakem gelmelidir. Gelin perde arkasında konuşulanları şöyle sıralandıralım.: 1- Hiç olmazsa sezon sonuna kadar çok önemli maçlara yabancı hakem çağıralım. Bu hakemleri bir nebze de olsa düzeltecek kadar önemlidir. 2- Bugün Alman liginde çok önemli bir Türk hakemi maç idare etmeye başlamıştır. Adı; Deniz Aytekin'dir. Ve ilk defa bu olmaktadır. Amatör ligden süratle ikinci lige çıkmış, orada da kısa bir süre sonra başarılarından dolayı Bundesliga'nın 1. lig hakemi olmuştur. Önemli maçlara, en azından derbilere bu hakemi davet edelim. 3- Hakem komitesinin başına Collina gibi bir hakemi getirip koyalım. O hiç kimsenin telefonunu, torpil isteklerini dinlemez. Bu aslında önemli bir olaydır ve yapılması da kolaydır. Hiç kimse bunu hakaret olarak kabul etmemeli. 4- Her hafta 30-40 tane yabancı maç yapılmaktadır. Hakemlerimizin çoğu şu maçları seyredip, bir şeyler öğrenelim diye televizyonları açmamaktadır. Bu da hakemlerin yetişmesinin ne kadar güç olduğunun en güzel göstergesidir. Evet, kısacası Fotomaç, yabancı hakem gelsin derken bir kısım eski hakemin, futbol otoritelerinin ve canı yanan kulüp yöneticilerinin isteklerini dile getirmiştir. Bundan sonrası zaten federasyona aittir.