Fenerbahçe bütün branşlarda başarıya koşarken, bayan ve erkek voleybol takımları bu sezon sefilleri oynuyor. Kadın takımı Acıbadem desteğine rağmen Seda dışında "vurdu mu oturtan'' bir yabancısı olmadığından hocasının değişmesine rağmen zirveden hayli uzak. Uzun boylu ve tecrübeli kaptanını da kaybetmesi de cabası. Erkek takıma gelince... Grbic- Demeter mafyasının elinde oyuncak olmuş. Geçen sene lig ve kupa şampiyonluklarını kazanan takım şimdi neredeyse önüne gelene yeniliyor. Ezeli rakibi karşısında Türkiye Kupası'ndan elendi, son maç yaşanan skandalın su yüzüne çıkmasına ve bu mafyanın artık yıkılması gereğine neden oldu. Yönetim kurulunun sorumlu üyesi Hakan Dinçay'ın bütün dikkatle yardımına rağmen eldeki kadro birkaçı dışı yıldızlardan mahrum ve sıradan oyunculardan kurulmuş. İsmi var, cismi yok, artık manşet alamayan, 10 güzel pastan ancak ikisini rakip alana smaçlayan ve servisleri bile fileye takılan, şöhretine güvenen Grbic havaya bir karış bile yükselemiyor. Üstelik bunun vebalini de takımın can kurtaranı ayrıca ay-yıldızlı formanın da en başarılısı pasörü Arslan Ekşi'ye yüklüyor. Son maçta "Ya ben ya o" diyerek Ekşi'yi kadro dışı bıraktırmış ve takımı sabote etmişti. Genç Burak'ın bütün gayretlere rağmen son maç Coskovic de istediği topları alamayarak dökülmüştü.
Billings de olmasa! Başarı için tek yol takımın teknik yönetiminin yabancılarına yol verilmesi ve voleybolun sorumluluğunun bu konuda Türkiye'nin en başarılı spor adamı Dünya Baltacıoğlu'na tam yetkiyle verilmesidir. Demeter yıllardır sporcularına hâlâ yüzde 30 başarıyla servis attırabildiğine göre Fenerbahçe'nin hocası olamaz. Geçen sene takımın en başarılı smaçörü Venezuela'lı Gomez'i kaçırmak, yaşlanmış Grbic ve Coskovic'e bel bağlamak hata olur. Neyse ki ABD'li Billings var. O da olmasa takım küme düşecek...