Avrupa Kupaları, milli dava, kritik maçlar vs... Hepsini anladık. Ama bunların hiçbiri Trabzonspor'un 7 günde üç maç oynamak zorunda bırakılmasını açıklamıyor. Üstelik söz konusu takım Avrupa Kupaları'nda oynayan rakipleriyle şampiyonluk mücadelesi veriyor. Geçmişte bu ülkede ne olaylar yaşandı, birilerine ne kıyaklar yapıldı? Artık devir değişti deniyor ama zihniyet yine aynı. Futbol Federasyonu'na göre her takım eşit ama üç büyükler biraz daha eşit! Hadi biraz empati yapalım. Trabzon'un yerine Fenerbahçe'yi koyalım. Değil Futbol Federasyonu, FIFA gelse Aziz Yıldırım'ın takımına böyle bir fikstürü kabul ettirebilir miydi? Üstelik ligin yavaş yavaş kızıştığı ve takımın lider olduğu bir dönemde. Burada Gençlerbirliği için de bir parantez açmak gerekiyor. Öğrendiğimize göre Futbol Federasyonu'nun erteleme talebine 'olumsuz' yanıt vermiş başkent takımı. Anlaşılan salı günü yüksek tempolu bir maç oynayan Trabzonspor'u faka bastırmak istedi Samet hoca. Ama "Şark kurnazlığı" her zaman işe yaramıyor.
Şimdi omuz verme zamanı Zannediyorum geçtiğimiz yıl Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım bir röportajında "Şampiyonlukların sahada değil masada kazanıldığını artık öğrendim" demişti. Günlerce konuşulması gereken bu olay Fenerbahçe medyasının üstün maharetiyle hemen örtbas edilmişti ama konumuz şimdi bu değil. Belki de Aziz başkan doğru söylüyordu. Takım sahada mücadele ederken, yönetim de saha dışında uğraş verecekti. Bu bazen rakiplere, Futbol Federasyonu'na baskı kurarak, bazen fikstürü en elverişli şekilde ayarlamak şeklinde olabilirdi. Trabzonspor biri derbi olmak üzere 7 günde üçüncü maçına çıkıyor, başta Başkan Sadri Şener olmak üzere herkes sessiz. Belki Futbol Federasyonu nezdinde girişimler yapılıyor ama basındaki havaya bakılırsa herkes memnun. Bordo-mavili camia, şimdiye kadar 'uslu çocuk' imajından çok şeyler kaybetti. Günümüz Türkiye'sinde artık hedefe ulaşmak için başka türlü motivasyonlar gerekiyor. Çünkü bu ülkede ne yazık ki birçok platformda geçerli olan gerçek şu: "Hak verilmez, alınır" Gençlerbirliği'ni zor da olsa yenip zirve yarışına devam eden Trabzonspor'a artık saha dışında da omuz verilmesi gerekiyor. Bunda da en büyük görev Sadri Şener başkanlığındaki yönetim kuruluna düşüyor.