Maça giderken çok heyecanlıydım. Bir tarafta ligin zirvesine ortak olan Ankaraspor, diğer tarafta Galatasaray ve Fenerbahçe'ye altı gol atan Eskişehirspor vardı. Gollerin son dakikalarda gelmesi iki takımın kalitesizliğinden değil, teknik adamların birbirlerini iyi etüd etmelerinden kaynaklanıyordu. Maçta tam bir taktik savaşı yaşandı. Eskişehirspor maç boyunca ani ataklarla gol aramaya çalıştı. Youla'nın yokluğu hissedildi. Hücumda topları bir türlü olgunlaştıramadılar. Eskişehirspor'un geriye yaslandığını gören Ankaraspor sağlı-sollu ataklarla kendini hissettirmeye başladı. Dakikalar ilerledikçe yükselen baskı golün her an geleceğini gösteriyordu. Asaş Stadı'na ikinci kez geldim. Ankaraspor'u tam bir Avrupa takımı yapan belediye başkanı Melih Gökçek ve Ahmet Gökçek'i kutlarım. Diğer Ankara takımları dökülürken Ankaraspor her yönüyle mükemmel olmuş. Tribünlere konan futbolcu resimleri kendimi bir an İngiltere'de hissettirdi. Taraftarlara dağıtılan hediyeler ve diğer etkinlikler tam bir profesyonellik örneğiydi. Ankara'nın şampiyonluk susuzluğu inşallah bitecektir. Öyleyse "Durmak yok yola devam..."