G.Saray camiası klasik şeylerle insanları meşgul etmeyi çok iyi bilir. Yenerler, ağlarlar, yenilirler ağlarlar. Berabere kalınca da "Keşke puan kaybetmeseydik" diye gene gözyaşı dökerler. Bunları yapmasalar ilk büyük başarıyı kafaya koymuş gibi rahatça söylerler. "Hedefimiz Saracoğlu Stadı'nda UEFA finali" gibi herkesin hoşuna gidecek sözler. Ancak bir şeyi düşünmezler. "Arkadaş finale nasıl çıkacaksın, kimle çıkıp, kimle oynayacaksın." Sen daha lig maçlarında başarılı olamıyorsun. UEFA'nın gruplarında zor galip geliyorsun. Sonra diyorsun ki, "Hedef UEFA'da final." Günlük yaşayanları ancak uyutabilirsin. Takımın hali ortada. Doğru dürüst iki maç ya oynadılar ya oynamadılar. Kulübün doktorları bir türlü tedaviden futbolcuları kurtarıp takıma yollayamıyor. Sakat üstüne sakat var. Teknik direktör daha futbolun ABC'sinde. Hata üstüne hata yapıyor. Neymiş, 1+1 sözleşme yapmışlar, "Yollayamayız" diyorlar. A be gülüm hiç güvenemediğin bir teknik direktörle 1+1 sözleşme yaparsın. Eğer güvenirsen o zaman 3+1 veya +2 yaparsın. Bu adam hem 'G.Saray'ı batıracak' diyoruz, hem de sizleri. Cevap nedir biliyor musunuz. "G.Saray sene ortasında kimseyi göndermez."
O takım fırtına gibiydi Valla ben 50 yıldır G.Saray kulübünün içindeyim. Ne başkanlar, ne yönetimler, ne hocalar gördüm. Şimdi dosyaları açıp, "atılır mı, atılmaz mı"yı göstermeyelim. Yönetim kurulundan bir ricam var. Özellikle başkan Adnan Polat ve adaşı Adnan Sezgin'den. Ne olur şu final lafını hiç ağzınıza almayın. Alırsanız Kadıköy'e cümle alem törenle gider. Her G.Saraylının ideali F.Bahçe stadından bir kupa ile çıkmak. Ancak bir mesele var. Arkadaş nasıl olacak bu iş? Bu teknik direktörle mi, bu kadroyla mı? Unutmayın Fatih Terim'in şampiyon yaptığı G.Saray takımı UEFA'yı kaldırdığı gün hiç yenilmeden şampiyon olmuştu. O takım fırtına gibiydi. Okan, Suat ve Emre orta sahasına Avrupalılar "Pirana gibi futbolcular" ismi takmıştı. Kalede Taffarel vardı. Önünde de Popescu. Tabii başlı başına bir takım olan Hagi de bu işin imparatoruydu. Gelin bakalım bugünkü G.Saray'da bu saydıklarımızdan kimler var? Sen gidiyorsun, Yusuf'u tutamadığın için Bursa'ya, Youla'yı tutamadığın için Eskişehir'e mağlup oluyorsun. Sonra da diyorsun ki "Hedefimiz Saracoğlu'nda UEFA Kupası'nı almak." Kupa alacaklarmış. Hayırlı ola...