Sanıyorum anlaşılmıştır. Bu takım bu futbolla şampiyon olamaz. O sebepten boşuna stres yapmaya gerek yok. 23 yeni futbolcu ile sezona başlayan bir takım elbette fire verecektir. Oyunun adı futbol, kağıt üzerindeki gibi olmuyor. Her maçın hikayesi ilk düdükten sonra yazılıyor. Haftalar geçti umutla beklendi. Umut'un ümitsiz vaka olduğu geçen yıldan biliniyordu. Gökhan ve İsaac eklendi o bölgeye. 8. maçı bitirdik adım atmadılar. Gol atmaları neredeyse imkansız. Hedefe oynayan rakipler kalenin yakının da topu bulmasın, hemen takıyor filelere. Trabzon'un golcüleri kör balta adeta. Bir savunma daha ne yapsın. Aynı şekilde orta saha ikişer kişilik oynuyorlar. Golcü diye sahaya çıkanların işini de yapmaya çalışıyorlar.
Yattara'nın kredisi fazla Şu oyunda Ersun hocaya da bir şey demem. Üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Üç forvetle oynamak bir riskti. Üstelik savunmaya yardım etmeyen üç forvet. Ona rağmen oyunu öne sıkıştırdı. Ligin güçlü takımlarından Antep'e fazla pozisyon da vermedi. Olayın üzüntü veren tarafı defolu çıkan futbolcunun Gökhan Ünal olması. Forma ağır geldi anlaşılan. İsaac de sönük kaldı. Yattara'ya ayrı bir sayfa açmalı. Onun kredisi fazla. Henüz takıma katılmadı. Geri dönüşümü yapamadı. Heyecanını kaybetmiş gibi dolandı durdu. Kaleci Sylva için konuşmak erken. Ne olduğunu anlayacak kadar iş düşmedi. Üzerine gelen birkaç şutu önledi. Geri paslar da yoldan geçen biri gibiydi. Ceyhun 'ben bu takımda oynarım' mesajı verdi. En azından Hüseyin kadar zarar vermiyordu. Trabzonspor'un iki puanı Avni Aker'e gömdü. Birkaç taraftarın kesilmeyen desteği de kaybı önlemedi. Taraf olmayanlar için güzel bir oyundu. Seyri hoş bir mücadele oldu. Takım arkadaşım Nurullah hocayı minumum imkanlarla böyle bir takım kurduğu için alkışlıyorum.