İsteksiz futbol Tribünlerden yükselen "I love you Zico" sözleri her şeyi anlatıyor aslında. Siz tarihinizde ilk defa Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynatmış bir hocayı gönderip, böyle bir risk alıyorsanız, bunun faturası böyle pahalı olabilir. Fenerbahçe'nin bu görüntüsü en son Daum'dan önce vardı. En önemli rakibin 1 saat evvel üç puan bırakmış. Sen hala sahada son derece isteksiz bir görüntü çiziyorsun. Fenerbahçe her zaman maç kaybedebilir. Ama bu şekilde vurdumduymaz bir futbal ortaya koymaya kimsenin hakkı yok. Teknik anlamda da Fenerbahçe'ye yakışmayacak bir korkaklık söz konusu. Rakibin puan kaybetmiş, Alex gibi bir silahın yok. Mutlak kazanmak gereken bir maça hala tek forvetle, orta sahada seni ileri taşıması mümkün olmayan isimlerle çıkıyorsun. Kayserispor bile şu maça hem de Kadıköy'de senin karşına çift forvetle çıkıyor. Fenerbahçe'de hiçbir şey yolunda gitmiyor. Sakatlıkların bu kadar çok olmasının nedenini araştırmak lazım.
Doğru isim, doğru taktik İlk yarı zaten bu vurdumduymaz tablo ile çöpe atıldı. İkinci yarıda biraz daha motive bir takım vardı sahada ama bu sefer de kalite anlmamında baktığımızda son derece yetersiz bir 11 sahadaydı. Öyle ki Kayserispor kadrosu bireysel olarak baktığımızda Fenerbahçe'ye oranla ağır basıyordu. Bu kötü tabloda herkes birini suçluyor. Kimilerine göre Volkan'la, kimilerine göre Selçuk'la, kimilerine göre Uğur'la bu iş yürümez. Halbuki bu yaklaşım son derece yanlış. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi yarı finalini son saniyede kaçıran oyuncular da bunlar. Doğru isimlerle, doğru motivasyonu sağlayıp bu takımı tekrar toplamak, yönetim ve hocanın işi. Devrenin bitmesine 30 saniye kala Maldonado'yu çıkartıp, seyirciye yuhalatarak hiçbir yere varılamaz.