Yaser ve sonrası Çarşamba gecesi oynanacak olan önemli karşılaşmanın bu maçı etkileyeceği aşikârdı. Arda'yı Staeua maçından dolayı riske etmeyen Skibbe yine de sürekli hücumu düşünen ve Kewell'ın son Kayseri maçındaki etkinliğini düşünerek bunu daha çok sol kanattan deneyen bir oyun düzeni ile takımını kurgulamıştı. Ancak yine klasik dert pas hataları ve kötü ortaların takımın baş sorunu olmaya devam ettiğini gördük. Özellikle Sabri ve Hasan bu konuda takıma zarar veriyorlar. Çünkü hem ataklar heba oluyor hem de ani karşı ataklar da savunma dengesiz yakalanıyor. Lincoln ise çok çabalıyor ama istediklerini ve beklenenleri gerektiği gibi hâlâ yapamıyor. Galatasaray'da ilk yarı boyunca futbol adına bütün olumlu hareketler takımının ilk yarıdaki tek golünü atan Harry Kewell'dan geldi. Yenen gol de gösterdi ki savunmada henüz organizasyon sorunu var.
Hakan Balta çözdü Skibbe ikinci yarıya zorunlu olarak Arda'yla başladı, kırmızı kart da gelince Galatasaray yeniden avantaj yakaladı. Ama buna rağmen bir süre pozisyon üretilemedi. Barış'ın oyuna zorunlu girmesinin ardından Skibbe bir hamle daha yapıp orta sahadan Mehmet Topal'ı çıkarıp hücumcu Yaser'i oyuna aldı ve oyun Denizli sahasına yıkıldı. Pozisyon kısırlığı Hakan Balta kilidi açana dek sürdü. Sonra da zaten maç koptu. Galatasaray'da umutsuz olmayı gerektirecek bir durum yok. Ancak saha içi organizasyonların, ortaların ve düşük temponun daha iyi hale getirilmesi gerekiyor. Seyirciye gelince; ligin ilk karşılaşması olmasına karşın tribünlerdeki boşluklar gösterdi ki çok önemli maçlar dışında seyirci Ali Sami Yen'i doldurmayacak. Galatasaray seyircisi kusura bakmasın, böyle taraftarlık olmaz. Bu gidişle soğuk kış aylarında Galatasaray iki üç bin seyirciye oynar.