Müthiş gece Bu maçı yazmak için insanın sahaya bakası gelmiyor. Tribünlere bakıp saatlerce yazıp, sayfalar doldurmak mümkün. Bordo mavili takımın taraftarı çoluk çocuk, yaşlı genç formasını giymiş tribündeki yerini aldı. On binlerce Trabzonspor taraftarı ev sahiplerine nazire yaparcasına tribünleri doldurup "İşte biz buyuz. Bizim için deplasman falan fark etmiyor. Biz stadı doldururuz" mesajını verdiler. Çok da hoş bir görüntü oldu. Trabzonluya, Trabzonsporluya yakışan tablo da buydu. Sanırım bu tablo çok kişinin hafızlarında uzun süre kalacak. Ağızdan çıkacak olan her cümleye de 'kilit' olacaktır. Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki görüntü yönetime güç verirken rakiplere de gözdağı olmuştur. Tabii ki en önemlisi, bordo-mavili ekibe yeni katılan oyuncular, hangi takıma geldiklerini de öğrenmiş oldular. Maça gelince... Yanal, kaleci konusunda hâlâ kararsız olduğunu gösterdi. A Milli Takım'a seçilen Tolga'yı kulübe yerine sahaya sürerek moral verdi. Hüseyin ise uzun bir aradan sonra kaptan çıktı. Oyunda kaldığı bir saatlik süre içerisinde iyi de oynadı. Colman her geçen gün takıma daha çok ısınıyor. Bu oyuncu orta alandan çok, sol kenarda oynamayı seviyor. Yattara gibi alışık olduğu çizgiye kaçıyor. Haksız da değil. Yattara çizgiye çıkmadığı sürece Gökhan ve Umut ikilisi sadece uzaktan şut atmakla kalır. İkinci yarı kendi bölgesine gidince ortalar da birer ikişer geldi. Trabzonspor'un da golü öyle geldi. Eski köye yeni adete gerek yok. İstanbul, İstanbul olalı böyle misafir takım taraftarı görmemişti. Ayağınıza sağlık, yüreğinize sağlık.