Böyle devam Dün akşam aklın almadığı iki olay oldu. Birincisi, ilk devre yürünmesi mümkün olmayan saha 15 dakika içerisinde ikinci devreye nasıl hazır hale getirildi? İkincisi ise ilk devre futbol adına hiçbir şey gösteremeyen takımımız ikinci 45 dakikada rakibini nasıl ezdi? İlk sorunun yanıtını bizim federasyonun sahalarla ilgili sorumlularına bırakalım. İkincisinin yanıtını da Fatih Terim'den bekleyelim. Tamam belki yağmur yağınca kötü saha koşulları oyunumuzu etkilemiş olabilir. Bunu kabul etmemek mümkün değil. Çünkü İsviçre takımı daha iyi fizik kuvvetiyle bu sahalarda oynayabilecek bir ekip. Bizim asıl sorgulamamız gereken dizilişlerde ve isimlerde yaptığımız yanlışlardır. Ön liberoda Aurelio'yu tek düşünürsek, dörtlü orta sahanın önündeki tek forvet Nihat asla olamaz. Bu tür turnuvalarda işi daha sağlama almak gerekir, macera aramamalıyız.
Yenilsek kahrolurduk Aurelio'nun yanına Mehmet Topal'la göbeği kuvvetlendirdik, en öne Semih'i koyduk. Onun arkasına da Nihat, Arda, Tuncay gibi gole yakın ve iyi top yapan futbolcuları yerleştirdik. Fark da belli oldu. İkinci 45 dakika İsviçre'yi resmen ezdik ve hak ettiğimiz galibiyeti aldık. Çek maçı önemli. Savunmadaki hatalarımızı gözden geçirmeliyiz. Yediğimiz gol ve Hakan Yakın'ın kaçırdığı boş kaleye pozisyon arkaya atılan toplarla ne kadar zayıf olduğumuzun göstergesi. Eğer takımlarının en iyisi Eren, Hakan Yakın ve Gökhan olan futbolculara sahip İsviçre'ye yenilseydik gerçekten kahrolurduk. İkinci devredeki düşünceyle devam edip savunmadaki önlemlerimizi alırsak Çekler önünde de bir zafer kazanabiliriz.