Vites yükseltmek Milli Takım'ın üç hazırlık maçı sonrası verdiği görüntü parçalı bulutlu. Slovakya karşısında istediğini elde eden ama savunmada çok basit hatalar yapan bir takım izlemiştik. Uruguay maçı da defanstaki sorunlar anlamında benzer bir manzara sundu. Finlandiya karşısında ise daha dengeli, oyun disiplininden kopmayan, Servet'in katılmasıyla savunmada da uyumlu bir görüntü veren Milli Takım'ın tek eksiği vites yükseltememesiydi. Terim de bunun farkında. Maç sonrası "Uçak yerden kalktı ama irtifa kazanmamız lazım" demesi bundan. Peki düşük viteste grupta halimiz ne olur derseniz, onu her maç için farklı düşünmek gerekir. Belki, Portekiz karşısında çok yüksek tempo ile oynamaya ihtiyaç duymayabiliriz. Tam aksine belki de oyunu rölantiye tutmak, lehimize olabilir. Ancak İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. O maçlarda kesinlikle tempo yapmaya ihtiyacımız olacaktır. Elbette oynanmış maçların ortaya çıkaracağı tablolar stratejileri ve zorunlulukları değiştirebilir ama kağıt üzerinde durum bu. Peki Türk Milli Takımı'nın mevcut kadrosuyla tempolu futbol oynamısı mümkün mü? Aslında Slovakya maçının ilk 20 dakikasında bunun mümkün olduğu görüldü ama bu tempo maçın geneline yayılamadı. Uruguay maçında da saman alevi gibi parlayan, Finlandiya karşısında ise kontrolü sürekli elinde tutan bir takım izlemiştik. Grup maçlarında, bu üç maçtan ortaya karışık bir şeyler yapmamız şart. Bu konuda en büyük görev Emre Belözoğlu'na düşüyor. Finlandiya maçında herşeyi yapmak isterken hiç bir şey yapamamıştı. Artık kafasında transfer sorunu da kalmadığına göre Portekiz karşısında çok daha iyi olmak zorunda. Ayağında bu kadar top tutmamalı. Takımın el freni değil, tam aksine gaz pedalı olduğunu hatırlamalı. Portekiz iyi bir rakip. Euro2008'e iyi başlamak istiyorsak, Emre başta herkes en üst seviyede verimli olmalıdır. Örneğin Hakan Balta da, Sabri kadar çıkmalı ve zamanında geri dönmelidir. Gökhan Zan ile Servet'in son maçtaki uyumu tekrarlamaları da başka bir zorunluluk bizim için. Sonuç olarak birbirine kenetlenmiş, yetenekli oyuncularımız var. Buna karşılık zaaflarımız olduğu da kesin. Hataları en aza indirip, tempomuzu biraz yükseltebilirsek, bu gruptan çıkmamız hayal olmaz. Tersi olurda Uruguay maçının bir bölümünde olduğu gibi paniklersek bırakın gruptan çıkmayı puan almamız bile imkansız hale gelir.