Yüreği aslan olana aslan gerekmez! Ligin bitimine yaklaşık 10 hafta varken şampiyonluk tahminimi de içeren bir yorum yazmış ve Galatasaray'a hiç şans vermemiştim. Bunu yaparken, "Şampiyon oldukları taktirde herkesten çok alkışlamak da benim görevim" demiştim. Hiç lafı evirmeye, çevirmeye, deyim yerindeyse kıvırmaya gerek yok. Galatasaray beni yanılttı. Hem de aslanlar gibi yanılttı. Bu yanılgının içinde isteyen istediği mazereti koyabilir, ben de mazeret yok. Çuvalladık. Olay bu. Galatasaraylı futbolcular kafamıza çuval geçirdiler!. Ben ve benim gibi düşenen herkes için durum böyle. İnanılmaz bir özveri vardı her birinde... Kendilerine güvenmeyen herkesi yanılmak için oynar gibiydiler son haftalarda. Özellikle Arda coştu, büyüdü, gelişti, kendini aştı. Sorumluluk aldı, maçı sahiplendi, taşıdı, sırtladı... Büyük Şehir Belediye, Fenerbahçe, Sivas der ken son OFTAŞ maçında da kiliti açan asisti yaptı. Muhteşemdi tek kelimeyle. Şimdi alkış yağmuru altında zaferlerini kutluyorlar haklı olarak. Ben de alkışlıyorum onları tüm kalbimle... Bu arada, yönetim bu çocukların nasıl aslan olduklarını tam kavrayamamış anlaşılan. Kavramış olsalar, kafes içinde aslan getirmeye gerek duymazlardı. O aslanın ormanda yaptıkları, bu çocukların sahada yaptıklarının yanında devde kulak kalır bana göre. Gerçek dedikleri aslan, ormanda, genellikle kendine karşı bile koyamayacak yaratıkları leblebi çekirdek gibi avlayıp keyif yapıyor. Bu aslanlar ise, kendilerinden çok daha üstün olduğunu düşünen rakiplerine kafa tuttular. Destan yazdılar. "Bizim en kolay maçımız bu" havasında karşılarına çıkan Fenerbahçe'ye ders verdiler. Horoz ötsün, ötmesin, Sabah mutlaka olacaktır, özgüveniyle yürüdüler ve hedefe vardılar. Tebrikler.