Bir UEFA bir de Süper Kupa. 17 Lig şampiyonluğu ve bir sürü Türkiye Kupası ile diğer özel kupalar. Müze hınca hınç dolu. Bunlar Türkiye'de hiçbir kulüpte olmayan anlı şanlı başarıların belgeleri. Sıfırı bol, milyonlarca dolar borç. TMSF'den el konma tehditleri, icralar, kapılara dayanan alacaklılar. Avrupa'da birçok kulübe ödenmemiş UEFA kapısına kadar
dayanmış 4'er, 5'er bin dolarlık takıntı borçları. Ttransfer edip, parasını ödemediğin futbolcuların UEFA'ca el konulan paraları. Ve de bütün bunlar içinde neredeyse 50 yılını bu kulüpte gazeteci olarak yaşamış ama hiç haber sıkıntısı çekmemiş bendeniz İsmet Tongo. Önce size kısa bir hikaye anlatayım.
KÖYÜN İMAMI VE İFLAS Karadeniz'in bir şehrinde cuma namazından sonra hoca efendi cemaate döner ve başlar konuşmaya. "Ey millet, evinizin masrafı gibi bu caminin de bir masrafı vardır. Kasamızda para bitmiştir. Bütün isteklere rağmen açığımız olan 15 milyar liranın sadece 5 milyarı toplanmıştır. Herkes kaçacağına biraz elini cebine atsın. Haberiniz olsun iflas ediyoruz!" Orta sıralarda oturan bir genç el kaldırıp söz ister. Hoca, konuymasına izin verince, genç adam da şunları söyler: "Hocam madem iflasa gidiyoruz. Kapatalım bu camiyi" der. Benim bildiğim Galatasaray, yani yıllardan beri öğrendiğim şekliyle bir ana prensip üstüne kurulmuştur. Asalet önden, para sonradan gelir. Bunun en güzel örnekleri bu kulüpte yıllardır yaşanmıştır. Ne hikmetse hiçbir kişi çıkıp, bu kulübü bir incelemeye almamıştır. Bütün bu sefil günler, parasızlıklar, olmayan bir sürü şeye rağmen alınan büyük başarılar nasıl ortaya çıkmıştır? Hiçbir kulüpte örneğini göremeyeceğiniz bu durum gerçekten de ilim ve irfan sahibi kişilerce tez sahibi yapılmalıdır. İnanın bana yine söylüyorum dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir kulüp yoktur. Yokluk ve inkâr.
HEMEN SESLER YÜKSELİR Galatasaray'ın yapısında bir şey daha vardır. Çoğu yalanı sever. Öyle ki bu konuda Guiness rekorlar kitabına bile girerler. Yazarsanız, Galatasaray batıyor, TMSF el koyabilir. Hiç kimse buna sahip çıkmaz. Hemen ertesi gün bütün gazetelerde manşet: Yalan! Böyle bir şey asla yoktur. Galatasaray'a Fak- Fuk-Fon'dan yardım edelim derler, biz bunları yazarız yine aynı sesler yükselir. Bu da yalanın büyüğü. İspat etsinler. Bu söylediklerim bitmez. Ama unutamadığım bir şey vardır.
TARAFTARINI MUTLU EDER Başkan Faruk Süren döneminde hala kaç milyon dolara mal olduğu stat projesinin hesapları. Kimi der ki 12 milyon dolar, kimi 18 milyon dolar. Ortada ne mi var? Kartondan 2-3 tane maket. Bir de hayali stadın o zamanki parayla bin dolara satılmış lüks locaları. Komik değil mi? Bütün bunlar yokluk içinde yüzen ama müzelerinde başarı kupaları ile sadece ve sadece taraftarını mutlu eder. Fazla da uzatmak istemiyorum. Bilene bilmeyene, ekonomiyi anlayana, üniversitedeki hocalara özellikle borçtan batan fabrikatöre ve büyük iş adamlarına davetiye çıkartıyorum. Gelin Galatasaray'ı bir inceleyin! Yokluk içinde nasıl başarılı oluyor. Belki bakarsanız siz de iflastan böyle kurtulursunuz.
İsmet Tongo