Herkes topu birbirine atıyor. Artık bir araştırma şirketi kurulmalı ve bol sıfırlı borcu kimin yaptığı ortaya çıkmalı.
Bakkal işsiz kalınca veresiye defterini karıştırır borç toplarmış. Şimdilerde bizde de haber hem var hem yok. Var olan haberleri yazdığımda karşına hatırlı kişiler, başkanların ya da yöneticilerin yakınları çıkıyor, "Aman dikkat et" deyip ekliyor: "Bu işin sonu kötü bitmesin." Bunun Türkçesi şu: Yazarsan işten atılabilirsin. Bu da işte torpil marka
sigortanın güvencesi. Şimdi mesela bir şey yazalım: F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım, son maçta tribünleri terk ederken, yüzü yangın yeri gibiydi. Kendisi doğruca hakemin soyunma odasına gitti, fırçayı çekti: "Maçı 35 saniye geç bitirdiniz, beraberlik golü yedik." Şimdi şu soruya kim yanıt verecek: Yıldırım akredite olmadığı halde hakem odasına nasıl indi? Kendisine neden hâlâ ceza verilmedi?
DOĞAN VE YILDIRIM KANKA Bunlar sadece su üstünde olanlar. Eski hesaplar var. Mesela Volkan'a 4 maç ceza verdiler, 5'i vermediler. Halbuki cezası adam kovalamaktan 1 sene falan olmalıydı. Bir de baktık ki 5 maç olsa, Beşiktaş'a karşı oynayamayacaktı. Bu nasıl kollamaktır? Galatasaray'ın deplasmandaki maçında 'küfür edildi' diye 1 maç sahası kapatıldı. Beşiktaş'a ise hem 1 maç seyircisiz, hem de saha kapama cezası verildi. 80 bin YTL para cezası da cabası. Fenerbahçe seyircisi, Kayseri maçında "Satılmış Kayseri" diye bağırdı durdu. Bunun cezası yok mu? Elbette yok. Niye? Çünkü birbirlerini hiç sevmeyen Hasan Doğan ile Yıldırım, şimdi kanka oldular. Futbol bu, insana her şeyi yaptırır. 1996-2000 arasında tüm Fenerbahçeliler, "Galatasaray bizi 10 yıl geçti" diyorlardı. Şimdi ise tam tersi oldu. Galatasaray durdu, Fenerbahçe 10 yıl ileriye gitti. Kolay değil, UEFA'dan sonra Cimbom, tarihinin en kötü günlerini yaşamak için adeta yarış etti.
KOMİSYONU KİM GÖTÜRDÜ! Üstüne eski başkan Faruk Süren, "Biz o kadar borç bırakmadık, hepsini Özhan Canaydın yaptı" diye bir de açıklama yapmaz mı? Bir de hayali rakam söyleyip, "Bizim borcumuz şuydu" dedi. Benim bildiğim Süren giderken Galatasaray'a 120 milyon dolar borç bırakmıştı ancak Mehmet Cansun gelip bu borcu ödemeye çalıştı. Şimdi ise olan borcu yazamıyorum. Peki bu borç nereden geldi, neden bu kadar büyüdü? Her zaman şunu yazdım, Galatasaray kulübüne kim başkan olacaksa, bir araştırma şirketi getirsin, bir komisyon kursunlar, borç nereden geldi, kim yaptı ortaya çıksın. Böylece bir milat oluşur ve çözüm için ilk adım da atılmış olur. Kimse kimseyi de boşuna suçlamamış olur. Unutmadan eski defterde bir satır daha var. Onu da yazayım. Hem de 4. defa yazayım. Sofya'ya 5 milyon dolarlık komisyonu kim götürdü, kime verdi? Kayıtlarda var olan bu kapatılmamış hesabın akıbetinin hâlâ açıklamasını bekliyorum.
İSMET TONGO
Servisi