Çoğumuzun unuttuğu ama yaşı 40'ın üzerinde olanların bildiği eski bir oyundur, fırdöndü. Genelde yılbaşıları, çok eski İstanbul'da ise herkesin kendi arasında oynadığı bu oyunda fırdöndünün üzerinde şöyle bir şeyler yazar: Bir koy, bir al, iki koy, iki al, hepsini koy, hepsini al... Şimdi düşünüyorum ki Galatasaray ve Fenerbahçe bu fırdöndüyü çevirseler
acaba hangisine 'iki al', hangisine 'hepsini al' gelir. Son kalan altı maç aslında Galatasaray'a göz kırpıyor. Ama gelgelelim Galatasaray'ın gözleri şu anda şaşı bakmağa başladığı için insan ona güvenemiyor. Son altı maç bakın nasıl? Bu hafta Galatasaray, G.Birliği için Ankara'da. Gelecek hafta İstanbul'da Trabzon'la oynayacak. Sonra gene İstanbul'da kalıp İstanbul BŞB için Olimpiyat Stadı'na gidecek. Ardından F.Bahçe ile Ali Sami Yen'de oynayacak. Bu maç, ölüm kalım maçıdır. Yani kim yenerse borazanı eline alır, var mı bana yan bakan diye çalar. Galatasaray'ın arkadan gelen rakibi ise Sivas. O da deplasmanda. Varsayalım Fener'i geçti, Sivas'ta ne yapacak? Yenemezse zor. Son maç OFTAŞ ile İstanbul'da. Hepsini kazasız belasız geçer, altı maçtan 18 puan alırsa Ali Sami Yen'de gün bayram günü olur. Ne dersiniz Galatasaray bu altı maçı kazanır mı? Yöneticilere sorarsanız 'evet' der. Adnan Sezgin'e sorarsanız 'inşallah' der. Adnan Polat'a sorarsanız o da ikizi Adnan gibi tedbirli konuşur. Ama gelin tedbiri kenara bırakalım. Yüreklice konuşalım ve Galatasaraylı futbolculara şöyle hitap edelim.
Taraftar ortaya çıkmalı Delikanlılar, eğer büyükseniz ya da büyük takımın büyük futbolcusuysanız toplanın bu altı maçı nasıl kazanacağınızı düşünün. Galatasaray'ın bu hale gelmesinde teknik direktör, yönetim kadar sizin de suçunuz var. Öyle maçlarda puan verdiniz ki insan utanır. Varınızı yoğunuzu döküp alacağınız maçları kaybettiniz. Ya da berabere kaldınız. Şimdi hepsini bir tarafa bırakıp beyaz bir sayafa açın. Bu altı maçı rahat rahat kazanacağınızı adım gibi biliyorum. Sizin bir desteğe ihtiyacınız var, bir de taraftara. Maçlara gelmeyen, stadı boş bırakan ve sizleri televizyona tercih eden o güzelim Galatasaray taraftarı ayıp ettiğini kesinlikle bilmelidir. Galatasaray, 14 sene şampiyon olmadığı zaman o tribünler bugünkünden çok daha fazla kalabalıktı. Demek ki gerçek Galatasaraylılar o günden bugüne azaldı. Bir de rozet Galatasaraylıları yani okulluların iyi günlerde ortaya çıktığı düşünülürse stadın niye boş kaldığı açık ve net ortaya çıkar. Şimdi biraz da Fenarbahçe'den konuşalım. Bu maratonda Galatasaray'ın rakibi hem Fenerbahçe ve biraz da Sivas. Beşiktaş'ı burada listeye almıyorum. Çünkü o şampiyonluğu istemediğini gösterdi. O kaybedince bizim için de 'geçiniz' olur.
Teşvik primine dikkat! Fenerbahçe'nin altı maçına bakalım. Kayseri, burada. Ankaraspor, Ankara'da. Denizlispor burada. Galatasaray, Ali Sami Yen'de. G.Birliği burada. Trabzon, Trabzon'da. Dikkat eder misiniz istim üstünde giden Fenerbahçe'nin gerçekten çok zor rakipleri ve zor deplasmanları var. Ama Fenerbahçe gol atıyor, iyi top oynuyor ve formunda. Bunları da geçebilir. Ancak daha evvel de yazdığım gibi ortada bir Fenerbahçe-Galatasaray maçı var. Bunda galip gelen bayrağı eline alır, ama Fenerbahçe ama Galatasaray. O maça kadar herkes bir heyecan çekecek. Lafı uzatmadan konuyu da dağıtmadan özün sözünü yazalım. Gene fırdöndü oynayalım, bir Galatasaray'a bir F.Bahçe'ye çevirelim. Ama kime 'iki al' gelecek, kime de 'hepsini al' gelecek işte onu bilemeyeceğiz. Çünkü maç günleri sonuç ancak tabelada olacak. Bir çift sözüm daha var. Bu da Futbol Federasyonu'na, çiçeği burnundaki başkanı Hasan Doğan'a. Sayın Başkan, şimdi lig çok çirkinleşecek. Teşvik vermeye hevesli, şampiyonluğu kaçırmak istemeyen bir iki takım var. Onlar el altından da olsa bu teşvik işini gene yapacaklar. Maçlara bir değil üç kişi de göndersen, görseler de 'bir şey yok' diye yazıyorlar. Dikkat edin, lig çığırından çıkmasın.
İsmet TONGO