Galatasaray'da dedikodu kazanı kaynıyor. Hoca efendinin tam desteği ve Hakan ile Hasan Şaş'ın küskünlüğü dillerde.
Galatasaray 8 seneden bu yana tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Bir yanda ağır dedikodular diğer yanda sorumsuz, umursamaz kişiler. Kısacası Galatasaray için şimdilik iyi günler uzak görünüyor. İşin ilginç yanı da bu defa bütün borçların ödenmiş olmasına rağmen kaynaşmanın sürmesi garipseniyor. İşte size birkaç ağır dedikodu.
HOCA
EFENDİ ETKİSİ Evet! Galatasaray camiasında herkesin birbirine söylediği ama hiç kimsenin yazmadığı "hoca efendi" dedikoduları ciddi boyutlarda artıyor. Mesela hoca efendi kendisine çok yakın sayılan Hakan Şükür ve onun ekibini, Galatasaray'da büyük ölçüde desteklediği, hatta sıkışıklık anında bankalardan kredi aldığı söyleniyor. Tabii bunlara karşılık da Hakan Şükür'ün arkasında olduğunu da her fırsatta belirtiyor. Elbet bunlar ağır dedikodular...
ŞAŞ VE ŞÜKÜR DARGIN Diğer ikinci büyük dedikodu ise oynayanlar ile oynatılmayanlar arasında Feldkamp'a cephe alanların sayısı oldukça yüksek. Hatta öyle ki Hasan Şaş da Hakan Şükür'ün çok ciddi bir tartışmadan sonra dargın oldukları açık açık söyleniyor. Elbette bu gibi dedikodular bitmeyecek ancak takıma giremeyenlerin, kendilerini oynatmayan Feldkamp'a karşı cephe aldıkları da bir gerçek.
KALLİ'NİN ŞAŞKINLIĞI Galatasaray'ın başındaki Feldkamp, futbolcu temizliği dışında kendi ismine yakışır doğru dürüst hiçbir şey yapamadı. Öyle ki kendi istediği adamları bile takıma almadı. Bu nasıl bir iştir? Barusso geldi adam sağ bek oynadı. Kendi yerinde oynadıktan 15 dakika sonra tekrar sağ beke döndü. Mehmet Topal da öyle. Dolaştı durdu, sonunda ön libero oldu. Bouzid'in nerede olduğunu görenler yok. Adam sanki firar etmiş. Song takıma girsin diye Servet'i ön liberoya çekti. Görülmemiş bir olay yaşandı. Daha onlar gibi kimler var yerinde oynamayan. Böyle sorumsuz bir zihniyetin nasıl yararı olur? Yönetim kurulunun artık Feldkamp olayına kesinlikle el koyması gerekir. Neyse uzatmayalım. Bunlar sadece çok ağır yayılan dedikodular. İsimlerini yazdığım kişiler ola ki tekzip etmeye kalkarlarsa bu olayları başka şekliyle anlatmak görevimiz olur.
İsmet TONGO