Kazanma arzusu Maça ilgi büyüktü. Uzun zamandır Ali Sami Yen'de bu yoğunlukta seyirci olmamıştı. 12. adamının desteğini arkasına alan Aslan, maça hızlı başladı ama Kayserispor geri çekilme niyetinde değildi. İlk etkili atak, 8'de Ümit Karan-Lincoln paslaşmasıyla geldi ama sonuç çıkmadı. İlk 15 dakikada kanat varyasyonları zayıftı. Ne Sabri ve Mehmet Güven, ne de Hakan Balta ve Arda etkili olabildi. 18'de savunmadan dönen topa Sabri inanılmaz güzellikte vurdu ve G.Saray'ı 1-0 öne geçirdi. İvankov'un çaresiz kaldığı bu gol maçın çözüldüğünün de habercisi gibiydi.
Nonda'yı erken almalıydı Kayserispor, Mehmet Topuz, Saidou ve M. Eren'in çabaları ile ancak 1-2 pozisyon üretebildi. Bunlar da G.Saray savunmasının kademedeki başarısı ile bertaraf edildi. Attığı golle özgüvenine kavuşan Sabri daha fazla ileri çıkıp, nokta ortalar yapmaya başlayınca Lincoln de ona eşlik etti ve ortaya güzel görüntüler çıktı. Mehmet Topal ile Mehmet Güven mücadele güçleri ve defansa verdikleri destekle G.Saray'ı ayakta tutan oyuncular oldular. Böylece Aslan, Beşiktaş maçından çok farklı bir görüntü sergiledi. İlk yarı 2-0 gibi net bir skorla kapanınca 2. yarıda Kayserispor'un farkı azaltmak için yüklenmesini ve daha çok açık vermesini bekliyorduk. Tabi ki G.Saray'ın da kendi sahasına çekilip, kontratak futbolunu benimsemesini. Nitekim öyle de oldu. 70'te Servet'in uyumasını fırsat bilen İglesias, inanılmaz bir gol kaçırdı. Kalli'nin Nonda'ya 73 dakika sabretmesine anlam veremedim. Hakan'ı çok daha önce oyuna almalıydı. Son anlarda 2 önemli kurtarış yapan kaleci Aykut, Servet, Lincoln, Mehmet Topal ve Ümit Karan G.Saray'ı sırtlayan isimler oldu. Kayserispor'da ise Saidou'nun mücadelesi göze battı. Sonuçta; G.Saray, arzusu ile istediğini aldı. Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.