Doğru ve yanlış Aker'de dün futboldan çok "duygusallık" ön plandaydı. Maçtan birkaç saat önce sınır ötesi harekâtta şehit olan Mehmetçik'in cenaze törenine katılan taraftar o duygularla Aker'in yolunu tuttu. Stadyum içindeki tablo hiç farklı değildi. Türk bayrakları ile süslenen tribünler, tek bir ağızdan dökülen "Şehitler ölmez vatan bölünmez" sloganlarına sahaya duygu dolu pankartla çıkan futbolcuları da bu tabloya eklersek ortaya konan futbolun duygusallığına siz karar verin. Üstelik dün Trabzon'un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümüydü. Teknik direktör Ersun Yanal bu duygu yüklü maça oyuncularını motive etmek için büyük çaba sarfetti. Soyunma odasında kendilerine gelmeleri için "silkeledi" desem yalan olmaz. Bir de buna Manisa'nın ligde bulunduğu tabloyu ekleyince maçın ne kadar zorlu geçeceğini anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Yanal kadro içerisinde macera arayacak bir değişime gitmedi. Orta alanda kart cezalısı olan Ayman'ın yerine Adnan'ı alarak başladı.
Tayfun Cora hayat verdi Her iki takım da kontrollü futbol oynayıp birbirini hata yapmaya zorladı. Konuk takım bu düşüncesinde ilk yarıda başarılı oldu. Önce ikinci sarı karttan Erdinç'in oyunun dışında kalmasını sağlarken, bu oyuncunun atılmasından üç dakika sonrada istediği gole Selçuk ile kavuştu Burak ile farkı ikiye çıkardı. 2. yarının başında Tayfun'un ayağından Trabzon'un bulduğu gol maça heyecan getirirken tribünleri de hareketlendirdi. Erdinç gördüğü kırmızı kartla takımını yakarken bir başka savunma oyuncusu Tayfun attığı gollerle takımına hayat verdi. Sonuçta Aker'de üç puanı çantada keklik gören Trabzonspor, Tayfun ile bir puanı zor kurtardı.