Yönetime rağmen Galatasaray, tarihinde bu kadar kötü bir yönetime sahip olmadı. Başta Özhan Canaydın olmak üzere 2002 yılından bu yana Galatasaray'ın başına gelen herkes, sarı-kırmızılıların dün gece maç öncesi içine düştüğü durumu hazırladı. Koskoca Galatasaray, altı yılda Avrupa'nın zirvesinden, Fenerli çoluk-çocuğun eğlencesine yuvarlandı. Ama sarı-kırmızılı formayı giyen futbolcular, her şeye rağmen çok ciddi bir onur savaşımı sergiledi sahada. Dün geceki maçı Galatasaray çok rahat kazanabilirdi. Hat fark bile yapabilirdi. Ama 20 yıldır top koşturan Hakan Şüker'e bu saatten sonra kaleciyle karşı karşıya kalınca topa nasıl vurulması gerektiğini öğretemezsin. Hakan bu beceriksizlikleri sadece dün gece değil, hemen hemen oynadığı bütün maçlarda yapıyor. Galatasaray takım olarak çok koştu, direndi, topa bastı, pres yaptı ve dediğim gibi 6-7 tane de gol pozisyonu buldu. İki takımın maliyetine baktığımız zaman Fenerbahçe, Galatasaray'ı beşe katlıyordu. Ama oyun ve istek olarak Galatasaray, Fenerbahçe'den üstündü.
Galatasaray tura yakın Sarı-kırmızılı takımda Mehmet Topal bir kez daha gösterdi ki Galatasaray'da ön liberoya adam almanın hiç gereği yok, sokağa atılan para. Arda herzamanki gibi çok çalıştı, ustalığını sergiledi ve ilk kez bu kadar çok savunmaya yardım etti. Servet maça çok sinirli başladı. Gereğinden fazla heyecanlıydı. Maçın hemen başında sergilediği kimi hareketler, Galatasaray'ın başına iş açabilirdi. Daha sonraları sakinleşti ve elinden geldiğince yararlı olmaya çalıştı. Genç Emre hiç sırıtmadı. Barış, Serkan, Uğur, Ümit Karan, özetle bütün takım üzerine düşen görevi yaptı. Bu maçın sonucuna baktığımız zaman "Sevinmesi gereken Fenerbahçe, üzülmesi gereken Galatasaray olur" demek doğrudur. Çünkü galibyeti Galatasaray kaçırdı. Maçın son dakikalarında giren Ayhan tümüyle iyileşmiş, sarı-kırmızılı takımın ona bundan sonra çok ihtiyacı olacak. İkinci maç, tur atlayanı ortaya koyacak, ama Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray daha yakın görünüyor.