Sıradaki 10 maç İkisi kupa, biri lig olmak üzere 2008'in üç resmi maçı Beşiktaş'ın "iyi" "kötü" tüm özelliklerini ortaya çıkardı. Kötü taraflarla başlayalım... Beşiktaş'ın çok "dengesiz" bir savunması var. Hastalık bu bölgede. Kaliteli forvetleri olan ve iyi kanat bindirmesi yapan her rakip Beşiktaş'ın "yumuşak karnı" olan bu bölgeyi oyundan düşürebiliyor. Bu DİSKİ maçında da böyleydi, Ankaraspor ve Konyaspor maçlarında da öyle oldu. Son Konyaspor maçından 2 örnek, buradaki "kronik" rahatsızlığı tanımlamak için yeterli. Konyaspor golünde Beşiktaş'ın solu Tello ve İbrahim Üzülmez ile rakibe "baskısız" davetiye çıkardı. Kale önüne gelen topu, Sedat ağlara gönderirken, Baki ve İbrahim Üzülmez birer seyirciden farksızdı. Konyaspor'un gollük diğer atağında Murat, savunmanın arkasına çok rahat sızdı. Rüştü'den dönen şutunda Veysel çerçeveyi görse veya soldaki boş arkadaşına verse gol kaçınılmazdı. Neden böyle oluyor? Sebepler belli... İbrahim Kaş sağ bek değil, iyi bir stoper. Yanlış yerde oynuyor. İbrahim Toraman kendini aşamıyor. İyi Baki ile kötü Baki arasındaki fark da 5 hatayı 3'e indirmekten öteye gidemiyor. İbrahim Üzülmez'in bir yaşam biçimi olan her "geriye pas" rakibe 4x4'lük yerleşim düzeni sağlıyor! Beşiktaş, bu bölgeyi iyi bir stoper ve sağlam bir Serdar Kurtuluş ile derhal düzeltmek durumunda. İyi taraflara gelince... Beşiktaş, şampiyonluğu kafasına koymuş görünüyor. Cisse ve Tello bu takımın olmazsa olmazları. Bu ikisi sağlam kalırsa yükselen Delgado ile Beşiktaş orta sahası "gümbür gümbür" çalışır. Holosko, hücum gücüne hareket getirdi. Burada Bobo, Nobre ve "huysuzluktan" arınmış Batuhan ile Ertuğrul Sağlam fazla sorun yaşamayacak. Beşiktaş, ikinci yarının ilk maçını Konya deplasmanında zor ama güzel bitirdi. Sıradaki ilk 10 maç Beşiktaş'a "yürü ya kulum" diyor. Bunun için fikstüre bakınız.