Maç ritmi Geçen sezon Fortis Türkiye Kupası'nda Beşiktaş karşısında yaşanan Selçuk Dereli rezaleti sonrası F.Bahçe yönetimi haklı bir tepki göstererek bu sezonki kupa maçlarına rezerv lig şeklinde bakacaklarını açıklamış ve yedek kadroyla yer alacaklarını beyan etmişti. İlk G.Antep maçında da bu karar uygulandı. Fakat Kayseri karşılaşmasında as takım oyuncularına yer verilerek bu karardan vazgeçildi. Bunun büyük ihtimalle Zico'nun kararı olduğuna inanmakla birlikte, F.Bahçe yönetiminin uygulayamayacağı bir kararı almaması gerektiğini düşünenlerdenim. Aksi takdirde, "Bir sonraki maça PAF takımıyla çıkacağız" deyip çıkamayan Beşiktaş yönetiminden bir farkları kalmaz ki, iki yönetim arasındaki büyük fark düşünüldüğünde bu F.Bahçe yönetimine yakışmaz. Madalyonun diğer yüzüne gelince, F.Bahçe oynadıkça açılan ve yoğun maç trafiğinden son derece olumlu etkilenen bir takım. Yoğun maç trafiğinin olmadığı hazırlık dönemlerinin sonrasında form düşüklüğü yaşıyor. Geçen sezonun başında lige kötü başlayan takım, Newcastle maçı sonrasında çıkışa geçmiş ve yakaladığı müthiş seri ile ilk yarıyı lider kapatmıştı. 2. devrenin başında ise tekrar düşüşe geçilmiş ve şampiyonluk tehlikeye atılmıştı.
Zico hız kazanmak istiyor Bu sezon da aynı tablo aşağı yukarı tekrarlandı. Kötü başlangıç sonrası, ligdeki son 9 maçın 8'ini kazanan ve 7 puanlık farkı kapatan bir F.Bahçe vardı. Bu sezon lige verilen aranın daha kısa olması F.Bahçe adına bir avantaj. Zico'nun Kayseri maçında yedeklerden kurulu bir takımla değil de as takımla mücadele etmesinin sebebi de muhtemelen takımın maç ritmini bir an önce yakalamasını sağlamak. Özellikle Alex'in bir an önce takıma dönmesi ve takımın kasım-aralık dönemindeki formunu yakalayabilmesi bilhassa Sevilla maçları öncesi oldukça önemli. Sevilla karşısında o yüksek form grafiği dahi yetmeyebilir ama ligde korkulu rüya görmemek için geçen sezondan farklı bir 2. yarı başlangıcına ihtiyaç olduğu da muhakkak.