Yaban gülü Çok da güzel oldu. Hayranlıkla izletti kendini. Yetiştiği toprağa yakışır şekilde temsil etti formayı. Hiç geri kalmadı. Yakıştırdı topu ayağına. Geçen sezon 7-8 maçını izledim. Şu oynadığından daha iyisini gösteriyordu. Aşmıştı orayı. Sıkıldığı belliydi. İş yapmak için fazla çabası yoktu. Birkaç kez topla buluştuğunda tabela değişiyordu.
Tepenin dibinden çıkın "Ne Barış Memiş'ler vardır, Trabzon'da" demeyeceğim. Çünkü olmadığını biliyorum. İstatistikler der ki bin çocuk istihdam edersin biri yıldız olur. Barış işte öyle bir şey. Dahası Trabzon'un her yaş grubunda antrene ettiği çocuk sayısı 15'i geçmez. İzlediğim sezon, iki turnuvaya tek takımla katıldı Trabzonspor. Barış ve arkadaşları, B Genç finallerini bir şehirde oynarken, diğer şehirde devam eden Süper Genç finallerine gittiler. Yani çocuklar maç bitimi uçağa binip diğer tarafa uçtular. İki tarafa yetişmek için enerji harcarken şampiyonadan elenen oldular. Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde olay cereyan ediyor. Hedefi zirve olan Trabzonspor'un geleceği oraya hapsedilmiş. Hapsedilmiş diyorum çünkü oranın dışına çıkmalı Trabzonspor. İsmini, rengini, kalitesini etrafa yaymalı. O hedeflere birkaç çocukla varılmaz. Oturduğun yerden ekmek ayağa gelmez. Elin oğlu Afrika'nın köylerine futbol okulları açmış. Avrupa liglerinin rengini değiştirmiş, bizim Trabzon tepenin dibinden çıkamıyor. Orada "Birkaç çocukla dünyaya kafa tutacağım" diyor. Ülkenin değil, dünyanın her tarafında Trabzonlular var. Trabzonspor sevenleri de eklersen on milyonu geçer rakam. Oralara açılmalı Trabzonspor. O potansiyel kullanılır hale getirilmeli. Tepenin altındaki gibi 15 organizasyonu olmalı Trabzonspor'un. En iddialı turnuvaya herhangi birini yolladığında kalite fark etmemeli. İşte o zaman istatistiğin dediğine gelirsin. On bin çocuktan onuna bordo-mavili formayı giydirmeyi hesap edersin.
Bir gülle bahar gelmez! Ama olmaz. Bahis konusu olan Trabzon. Orada futbol çok bilinir! Diplomalılar gökten zembille inmiştir. Asla başkalarının fikrini kabul etmezler. On yılda bir çıkan yetenekleri sunarlar. Efsane kadronun her biri. Sonra Hami Mandıralı ardından Fatih Tekke ve Gökdeniz Karadeniz. Şimdi Barış Memiş girdi sıraya. Bir gülle bahar gelir mi sorarım. Üstelik o gül, hiç tartışmasız bir "yaban gülü" iken.