Son gece treni Geçen zaman içinde biraz daha sisleniyor hatıralar. Futbolumuz her yıl biraz daha pisleniyor. Futbolun insani yanını inkâr edip, sistem ve pozisyon hesabına uzmanlık yapanlar, çocuklarımızı da kirletiyor, futbol gibi. Giden yıllar hoşçakal bile demiyor artık. Nasıl bir kir yığınının geldiğini bildiği için belki.
***
Futboldaki çetelerin çetelesini tuttum. Baktım ki, geçen yıl 365 gün sürmüş tufan. Sadece ağaçlar başını dik tutuyordu, her söze başını sallayan futbol yorumcularının bol olduğu bir memlekette. Gazeteciliğin masonlarını gördüm yemek masalarında... Çocukları korkutan erkek adamların, ekranlarda şuh kahkahalar attığını gördüm. Biten yılın son gecesi, eski yılın günahları aklımdan çıkmadı. Seri bilet almıştım, üstelik "Bize çıkmaz" diye bas bas bağırdığım halde. Amortiden başka bir şey çıkmadı.
***
Haluk Ulusoy'u ülke futbolundan çekip çıkartacak bir yasa da çıkmadı henüz. Eski yılda yapılmayanlar, yeni yılda 30 gün içinde yapılacaksa, "çıkmadık candan ümit kesilmez" dedim. Kendi kendime gülümsedim. Bu ülkede oy kullananların zaaflarını en iyi, futbolun politikacıları biliyordu. 2008 Avrupa Şampiyonası finallerine, her profesyonel kulüp başkanı davet edilirken, demokrasinin nasıl kullanıldığını söylememe gerek yoktu. Her seçimde, kendi çıkarlarına kalkıyordu yöneticiliğin parmakları. Haluk Ulusoy'un arkasında naklen duranların adaletini, pozisyon yorumlarında görmüştüm zaten. Düşündüm de, her iktidarın kendi kanalından akıyordu ırmakları.
***
"İddaa" makamına yönelik gazeteciliğin, bahislerle yakın ilişkisi varken, doğrularla işi olmazdı kuşkusuz. Yalanın bu denli olağan sayıldığı bir sistemde, iki kere iki dört etmiyordu. Milli asker kaçaklarının bile anayasal güvence altına alındığı bir memlekette, kimse adaletsizliği dert etmiyordu ya, asıl mesele buydu. "Varlığım yokluğunuza armağan olsun" dedim, kimse duymadı.
***
Biten yılda hem Türkiye'yi, hem Avrupa'yı sallayan Fenerbahçe için, "Menekşe koymuşlar gülün adını... Kanarya koymuşlar devin adını" konulu sloganlar yazılıydı duvarlarda. Alkışladım. Macaristan maçındaki İskoç hakemin günahıyla, Avrupa Şampiyonası finallerine katıldık diye, kendimizi İngiltere'den iyi görme hakkına sahip olmuştuk. Dibine kadar yuhaladım!
***
Geçen yılda da hiç değişmeyen gerçekler duruyordu karşımda. "Adnan Polat, en sevgisiz cümleler kurma yarışmasına katılsa ne olur?" diye sordum kendi kendime. Cevabını verdim. "Birinci, ikinci ve üçüncü olur!"
***
Hakemleri düşündüm, ardından ekrandaki penaltı mezarlığının bekçilerini. Son gece treninde, aklımdan geçenleri tutamadım. Bir bardak dolusu su fırlattım, 2007'nin kirli yüzüne. Bazen "sudan sebeplerde" bile ne sırlar gizlidir, bildiğim için.
***
Bir yıl daha gitti ömrümüzden. 2007'de kaçırdığımız trenlerin peşine takılsak da... Hem yoldan çıktık, hem yörüngeden.