Kalli yetmez Benim tanıdığım Kalli, eğer G.Saray'ın liderliğini belirleyecek maçı izlemiyor ve Almanya'ya gidiyorsa bir daha geri dönmez Gitmesi gerek kendi, gerekse G.Saray adına en doğru karar. Ama Kalli'nin gitmesiyle iş bitmez. Polat ve ekibinin de muhakkak gitmesi lazım.... Ben Adnan Polat'a en çok destek olanlardan biriyim. Ancak o Adnan Polat, ipleri eline aldıktan sonra başka birisi oldu
Gribe yakalanan Kalli, OFTAŞ maçını beklemeden Türkiye'den ayrıldı ve Galatasaray hocasız gittiği başkentte liderliği kaybetti. Kalli'nin Ankara yerine Almanya'ya gitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kalli galiba gitti ve gelmeyecek. Yani göstergeler onu gösteriyor. Bir adam, İstanbul'dan Almanya'ya uçabiliyorsa ki uzun uçak yolculukları sağlık açısından tehlikelidir, bu adam İstanbul'dan Ankara'ya da uçabilir. Bir adam, maçtan bir ya da iki gün evvel, evinden çıkıp, Florya'ya gidip toplantılar yapabiliyorsa, o adam Ankara'da maçı da izleyebilir. Bu maç Galatasaray'ın ilk devreyi lider bitirip bitirmeyeceğini belirleyecek bir karşılaşma üstelik.
Diyelim ki Almanya'ya gitmesine izin veren doktorlar, Ankara'ya gitmesine izin vermedi. Hıncal Uluç'un yaptığı gibi televizyonun karşısına oturur, Ahmet Akcan'ın kulağına da bir cep telefonu kiti takılır ve 90 dakika boyunca görüşlerini Ahmet Akcan'a bildirir. Bir yerde Galatasaray'ın yanında olmuş olur. Bunu da yapmayıp maçın oynandığı saatlerde uçakta... Maçı da seyretmiyor yani!.. Galatasaray'ın liderliğini belirleyecek maçı da izlemiyor. İzleme gereği hissetmiyor, bu benim tanıdığım Kalli değil. Benim tanıdığım Kalli bunları yapıyorsa Almanya'ya bir daha dönmemek üzere gitmiştir. Görünen de odur. Kalli dönmeyecek. Bu da gerek kendi adına, gerekse Galatasaray adına verilmiş en doğru karardır. Galatasaray'ın OFTAŞ'ı yenemeyerek 3. sıraya düşmesi de Galatasaray'ın lehine olmuştur. Çünkü Galatasaray devreyi lider bitirseydi Özhan Canaydın, Kalli'yi değiştirmeye cesaret edemezdi. Özhan korkak bir başkan. Yarın Galatasaray şampiyonluğu kaybederse, 'Efendim sen lider hocayı niye değiştirdin' diye üstüne gelirler. Lucescu'yu gönderip, Fatih Terim'in getirmesinin dahi arkasında duramadı Özhan... Bu kadar korkak. O Fatih Terim ki Özhan'a seçim kazandıran, Galatasaray'ın başına gelmesini sağlayan adamdır. Onun dahi arkasında durumadı, bunun arkasında hiç duramaz.
POZİSYONU DAHİ YOK Kalli'nin gitmesiyle iş bitmez. Adnan Polat ve ekibinin de muhakkak Galatasaray'dan gitmesi lazım. Çünkü Galatasaray'da görünen hastalık şu: Çarşamba günü Avrupa'nın 2. değil, 3. sınıf takımlarından birisiyle oynadılar ve gol atamadılar, pozisyonları yok. 'Ah şu gol olsaydı' diyeceğin pozisyon yok. Bordeaux'nun son dakikada Panionios'a bir sürü tesadüfün bir araya gelmesinden doğan palavra golü olmasa ve maç 2-2 berabere bitseydi, bütün Galatasaray camiası Austria Wien'i yenememiş olmanın ıstırabını yaşıyor olmayacak mıydı? O Austria Wien önünde pozisyonu yok Galatasaray'ın!.. 3 gün sonra Türkiye liginin sıradan takımlarından, 2. Lig'den bu sene gelmiş, bir tane yabancısı olan ve oynatan Gençlerbirliği OFTAŞ önünde Galatasaray'ın yine pozisyonu yok. 3 gün arayla iki palavra takımla maç yapıyor ve Galatasaray pozisyona dahi giremiyor. Hangi Galatasaray; sezon başında Türkiye liglerinin gelmiş geçmiş en hücuma dönük kadrosuna sahip Galatasaray. Öylesine bir kadroya sahip ki Necati ve Hasan Kabze gibi iki adamın gidişi de kimsenin umrunda değil!..
GÜVEN KALMAMIŞ Başta ben, "Gitmeleri doğrudur. Galatasaray için de, Hasan için de, Necati için de iyi olmuştur. Çünkü Türkiye'nin en iyi hücum oyuncuları yine Galatasaray'da. Galatasaray'da olan santrforlar kimsede yok, Galatasaray'da olan kanat adamları kimsede yok. Galatasaray'ın orta sahasında Türkiye'nin hücuma dönük en iyi orta saha oyuncuları var. Artı Lincoln transfer edildi" dedim. Bu Galatasaray, 3 gün içinde gol pozisyonuna giremiyor, hem de ikinci sınıf, kendisine rakip olamayacak takımlar önünde... Niye? 'Galatasaray' diye bir takım kalmamış, takım ruhu kalmamış. Kimsenin kimseye güveni kalmamış, sevgisi kalmamış. Geçen maç Servet, Arda'yı şamar oğlanına döndürmüştü, bu maç da Hakan Şükür, Arda'yı fırçaladı herkesin içinde. Türkiye'nin en genç, en umut veren oyuncusu, kendi ağabeyleri tarafından tribünlere şikayet ediliyor ve o tribünler Arda'yı yuhalıyor. Yarının Galatasaray'ında Hakan yok, yarının Galatasaray'ında Servet de yok. Yarının Galatasaray'ında Arda var. Ağabeylik böyle mi olur? Arda üzülse hatasından dolayı, gidip teselli edeceksin, sırtını sıvazlayacaksın, 'Üzülme' diyeceksin. Ama sanki Galatasaray'da bir cephe oluşmuş. Arda'yı yok etme cephesi!.. Başta Adnan Polat, onun yanında Kalli, şimdi de takımdaki ağabeyleri... Tribün de yuhalıyor. Böyle bir şey olur mu? O Arda top oynayabilir mi? Türkiye'nin son yıllarda yetiştirdiği en iyi kanat oyuncusu, dünya klasında. Top hakimiyeti, top kullanışı... Bir defa Kalli, adamı yerinde oynatmayarak, orta sahada ezdirerek bitirdi. Arkadan da işte mahalle baskısı... Hadi Arda'dan hayır bekle şimdi!..