İnanamadık gollere Bayram miskinliği böğrümüze çökmüş, evde PTT (pijama terlik- televizyon) pozisyonunda maç izliyoruz. Kallavi cam bardakta tavşan kanı demleme çay, yanına halamın gönderdiği un kurabiyeler, keyif keka. Saat 19.00 oldu maç başladı baktım ki o da harika. Top bir o yanda bir bu yanda. Fener ve Trabzon da birbirini fena hırpalamakta.
Çöllerden esiyor Aniden "zııııırrrrrrrr" telefon çalıyor. Açıyorum tam çıkaramadığım ama tanıdık bir ses - Alooo Savaş kardeş - Buyurun kimsiniz - Tanımadın mı bin yıllık dostunu - Maç izliyorum da, sesi açık çıkaramadım - Ben Sadettin Teksoy
Kadim dostum Şaka değil gerçekten de Saadettin'di arayan. Gazetecilikten bile eski, ta Türk Folklor Kurumu'ndan çocukluk arkadaşım. Sevindim tabii. Sordum, - Kardeşim benim nasılsın. Hayırlı bayramlar - Sana da hayırlı bayramlar ama bir şey sormak için açtım - Hayırdır - Maçı izliyorsun değil mi? - Evet - Kaç kaç şimdi - 3-2 oldu - Hah onu öğrenecektim yalan mı doğru mu diye - Ne yalanı - Ben şu an Nevada çölündeyim de - !!!!! - Belgesel çekiyorum burada - Ne belgeseli? - Amerikan timsahları mı Afrika timsahları mı daha revaçta onu araştırıyorum - Ne bakımdan revaç yani - Derilerinden çanta, kemer, pabuç filan yapıldığında hangisi daha pahalıya gider onu şeydiyorum - Eee - Maçı da merak ettim evi aradım 1-0 dediler - Öyleydi - Kapadım bayram tebriki için Reha Muhtar'ı aradım 2-0 dedi - O da doğru - Hemen ardından başka başka yerleri aradım hepsinde ayrı skor. Dedim bunlar sözleşmiş beni makaraya mı alıyorlar. Sana güvenirim o yüzden yani
Suskun bölüm Güldük, gülüştük kapattık sonra. Düşündüm de hak verdim Saadettin kardeşime. Biz gözümüzle gördüğümüz halde zor inandık o gollere. O, ta Nevada'dan nasıl inansın di mi? Ev halkıyla hem Fener'in hem Trabzon'un aslanlar gibi oynadığını, Ersun hocadan sonra Trabzon gerçekten de şaha kalkıyor olmasını konuşurken yine telefon zırlıyor. Dayım patlatıyor espriyi - Yine Saadettin Teksoy'dur arayan. Koskoca 2. yarı gol olmadı maç 3-2 bitti deyince yine inanamamış, sana soracaktır.