Bayram hayali Bugün bayram. Bayramlar, dargınların barıştığı, milli ve dini duyguların, inançların, örf ve adetlerin uygulandığı, millet olma şuurunun kuvvetlendiği günlerdir. Bugün, Türk Futbol tarihine altın harflerle yazılmış iki takımımız İstanbul'da 2007'nin son büyük randevusunda buluşacak. İki kulüp arasında her zaman tansiyonu yüksek bir rekabet var. Bu, tribünlere de yaşanıyor. Ancak, sahada mücadele eden 22 futbolcu da dahil bugün herkesin bayramlaşması gerekir. Çünkü bugün barışma, kucaklaşma günü. Ev sahibi, konuklarını en iyi şekilde ağırlamalı, tribünlerde de kimsenin arzulamadığı görüntüler yaşanmamalı. Bakalım bugün, bize hangi takım "Bayramınız kutlu olsun" diyecek. Ali Şen başkan iken "Trabzonlular her maçta F.Bahçelileri en güzel yerde görkemli bir yemekle ağırlıyorlar" dediydim. Başkan Şen "Doğru, bizim neyimiz eksik" demiş ve dönemin başkanı Faruk Özak ile yönetimini Kalamış'ta mükemmelin üzerinde bir yemekle ağırlamıştı. O günden sonra ilişkiler biraz medenileşmişti. O gün bayram değildi. Ama Ali Şen ve yönetimi, Trabzonluları bayrammış gibi ağırlamıştı.
Kolkola sahaya Ev sahibi avantajlı. 50 bine yakın seyircinin, hakem ve rakip üzerinde yapacağı baskı da Fener için avantaj. Rakibine oranla daha moralli, daha oturmuş ve de çok klas oyuncuları olan bir takım F.Bahçe. Ancak, Trabzon'un krizde ne yapacağı belli olmaz. Kaybedenin tatili zehir olur. Tehlikeli bölgeler, iki kale ile savunma. Alex ile Gökdeniz'e kelepçe, maçın tadını kaçırır. Semih mi, Umut mu? Zico mu, yoksa Yanal mı? Sahada göreceğiz. Bu güzel bayram gününde görmek istediğimiz bir şey daha var ama, olanaksız. İki takım sahaya kolkola çıkmalı. Hayal işte. En güzel hayaller bayramda kurulmaz mı?