Arda'yı Kaybetme Lüksümüz Var Mı? Bir oyuncu oyundan çıkarken suratını asabilir, üzülmüştür, hepsi oyunda kalmak ister, doğaldır moralinin bozulması. Oyundan çıkıyorum diye zil takıp oynayacak hali yoktur ya! Ama çıkarken, el kol hareketleri yaparsa, hele de bunu teknik direktörüne yaparsa bunun affedilecek tarafı yoktur. Bunu affeden teknik adam, yarın kendisine yapılacak, diğer oyunculardan gelecek her hareketi de affedeceğini, sineye çekeceğini peşinen deklare etmiş olur. O zaman da adama sorarlar, "Kimsenin görmediği ortamda Hakan ve Lincoln'ün yaptığı ve doğrudan seni hedef almayan davranışlarda bu adamları biçtin de, milyonların karşısında 19 yaşında bir delikanlının seni küçük düşürmesini nasıl affedebildin?'' Burada yanlışı yapan Arda, onu daha da büyüten Kalli'dir. Peki yanlış yapsa da, Arda'yı silmenin alemi var mıdır? Kesinlikle hayır elbet. Aslında sevimli bir delikanlı o. Ama bu toplumda çok yaşanan bir şeyi yaşıyor; "Kültürel olgunluğa erişmeden, ekonomik ve popüler güç kazanmak!'' Ona bu konuda yardımcı olabilecek doğru modeller bulmak gerek. Futbol dünyasından Oğuz Çetin'in, sanat dünyasından Orhan Gencebay'ın tevazularını öğretebilmeli birileri Arda'ya. Yıldız kolay yetişmiyor, onun için de kolay kaybedemezsiniz. Ben Arda'nın toparlanacağına ve daha da iyi olacağına sonsuz inanıyorum. Haydi Arda, yanıltma beni.