Tezgah mı var! Galatasaray seyircisi durup dururken Arda'yı yuhalamaz. Birisi onlardan yuhalamasını istiyordur. Hasan Şaş ve Hakan'da olduğu gibi
Arda, Hasan Şaş gibi çılgın bir adam değil ama Kalli hiç beklemedi ve oyundan aldı. Mizahsen hazır ve tribünler yuhalamaya başladı
İyi bir giriş yapan Galatasaray'ı ve Kalli'yi bu hale getiren Polat ve Üstünel'dir. Bir takım adamları tasviye etme kararı aldılar ve Kalli bu talimatı uyguluyor
Galatasaray'ın her maçında farklı bir olay yaşanıyor. Sabri, Hasan Şaş'ın ardından Sivas maçına Servet-Arda tartışması ve Arda'nın Kalli'ye yaptığı hareket damga vurdu.
Neler oluyor? Disiplini ile bilinen Kalli, ipleri elinden kaçırdı mı? Mesele çok daha büyük. Galatasaray'ın sorunu çok daha büyük ve kesin operasyon gerektiriyor. Galatasaray'da sevgi bitmiş. Galatasaray'da güven bitmiş. Birisini sevmezsin ama güvenirsin, o zaman ilişki yürür. Beni sevmeyen bir sürü okurum var ama beni okumaya devam ediyorlar. Niye? Bana güveniyorlar. Beni seven bir sürü okurum var, fikirlerime tamamen karşı olsalarda beni sevdikleri için okumaya devam ediyorlar. Sevgi ve güven, ilişkinin çok önemli unsurlarından... Galatasaray'da teknik kadro ile futbol takımı arasındaki sevgi bağı bitmiş, güven bağı da bitmiş. Kalli ve Ahmet Akcan'a Galatasaray takımında inanan ve sevenlerin sayısı çok az. Belki de yok. Bu şu demektir; işler iyi giderken, ite kaka yürür ama işlerin kötüye gittiği ilk anda Galatasaray'da her şey değişir. Galatasaray futbol takımının içinde de bölünmeler, gruplaşmalar başlamış. Teknik ekibe güven kalmadığı zaman futbolcular güvenceyi başka yerde ararlar. Futbolu yönetenlere yakın olmaya çalışırlar ya da takım içinde gruplaşarak güç kazanmaya çalışırlar. Bu ikisi de var Galatasaray'da... Şimdi bu durumu toparlaması gereken futbol şubesi, güvensizliğin ve sevgisizliğin kaynağı durumunda. Harika bir giriş yapan Galatasaray'ı bu hale getiren, Kalli'yi de bu hale getiren bana sorarsanız Adnan Polat ile Haldun Üstünel... Galatasaray'daki bir takım adamları şu veya bu sebeple tasviye etme kararı verdi Adnan Polat. Kalli de bu talimatı uygulamaya başladı.
ARDA ZOR BULUNUR Şimdi çok iyi oynayan bir takımın, çok iyi oyuncularını, hele uluslararası oyuncularını 'cart' diye atamazsın. Atmanın yollarından bir tanesi gözden düşürmektir. Gözden düşürmek için de üç unsur kullanırsın: 1- Teknik adamları. 2- Kendine bağlı tribünleri. 3- Medyada kendine bağlı adamları. Adnan Polat bu üç unsuru da kullanıyor. Arda, sadece Galatasaray'ın geleceğinde değil Türk futbolunun geleceğinde çok büyük roller oynayacak bir yetenek. 10 yılda böyle bir yetenek bulunur ancak. İyi oynar, kötü oynar, formda olur, formsuz olur ayrı ama Arda oyundan çıkarken yuhalanıyorsa eğer bunun arkasında kasıt vardır. Galatasaray seyircisi durup dururken Arda'yı yuhalamaz. Birisi onu yuhalattırıyordur. Hasan Şaş'ı, Hakan Şükür'ü yuhalattıkları gibi. Adnan Polat'ın kafasında temizlenecek insanlar var ve bu insanları temizlemek için söylediğim üç gücün üçünü de kullanıyor. O zaman tablo ortaya çıkıyor. Galatasaray'ın yapması gereken operasyon Adnan Polat'ı tasviye etmek. Ya da kulübü bırakacaksın Adnan Polat'a; bütün bu ismini çizdiklerini, Hasan Şaş'ı, Arda'yı, şunu, bunu, tertemiz edecek, kendine göre bir takım kuracak. Bu bana macera gibi geliyor.
POLAT'A FEDA ETMEM 2000 yılındaki şampiyonluktan bu yana kurulmuş en güzel kadroyu ben Adnan Polat uğruna feda etmem. İnançları ve güvenleri kalmadığı için Ahmet Akcan ile Kalli de gider. Galatasaray yeni bir futbol sorumlusu, yeni bir teknik direktör ile ikinci yarıya başlar. Bunu kim yapacak? Özhan Canaydın'ın mı? Özhan Canaydın'da da bunu yapacak güç yok. Yani Galatasaray'ın geleceği karanlık... _Kamuoyunda eleştiriler olayın kahramanı Arda üzerinde yoğunlaştı. 'Şımardığı, şöhretin yükünü' taşıyamadığı şeklinde bir kanı var. Yazılanlar Adnan'ın gazetecilerinin yazdıkları!.. Bunu söylerken çok üzülüyorum bir gazeteci olarak ama hangi kalemlerin, nerelerden, nasıl talimat aldıkları açık. Bunları yazanların bir tanesi Arda ile oturup 1 saat konuşmuş mu? Üstelik Servet ile Arda arasındaki olay, olağan bir şey. Her takımda böyle bir tartışma yaşanabilir. Büyütülecek tarafı da yok ama Hasan Şaş'ı kırmızı kart görene kadar takımda tutan Kalli, Arda'yı anında kenara alıyor. Arda'nın tavırlarının devam edip etmeyeceği de belli değil. Hasan gibi çılgın bir adam değil çünkü Arda. O an öfkeli ama iki dakikada yatışabilir. Beklemedi. Arda oyundan alındı, mizahsen hazır; tribünler yuhalamaya başladı. O zaman acaba 'Servet de bilinçli olarak mı Arda'nın üzerine gitti' diye düşünüyorum. 'Başından sonuna bir tezgâh mı var' işin içinde? İş bu hale gelmişse, Hıncal Uluç böyle düşünmeye başlamışsa zaten şuyu vukuundan beterdir. Galatasaray'ın nasıl bir bataklığa dönüştüğü meydanda. Artık herkes senaryo yazıyor. Niye? Türkiye'de her sene 50 tane Servet bulabilirsin ama Türkiye'de 10 senede bir tane Arda bulabilirsin.
Servisi
