Duran ve vuran tarife İki takım da mücadeleyi seven olunca ilk 10 dakika orta alanda top kazanmaların ve faullerin bolca olduğu bir bilek güreşi tadında başlıyordu. "Tek ve bitirici pas uzmanı" Alex'in Türkiye'de başarısız olduğu maçlarda en önemli neden rakibin ona "adam markajı" yapması idi. Ama ilginçtir, Alex Türkiye'de oynadığı maçların yüzde 80'inde markajsız oynamıştı. Bülent Korkmaz da onu özgür bırakmıştı. Trabzon'a da atan Burhan'ın golü ise bilinçli bir atak sonrasında geliyor ve Volkan'ın henüz ısınamamış olması da gole katkı yapıyordu. Golü, "şutla yedi" diye, gol sonrası her pozisyonda Gençlerbirliği oyuncularının nerede ise 45 metreden bile kaleci Volkan'a şut atmaları da başka bir sevimlilik oluyordu.
Yerinde iki değişiklik Kötü zeminin varlığına rağmen Fenerbahçe, ilk 20 dakikada sağ kanattan iyi ortalar yapıyordu. Tuna ve Tolga'nın sırtı dönük Fenerlilere yaptıkları fauller, son 19 golünün 9'unu duran toptan atan Fener'e karşı "intihar" anlamına geliyor, 15- 25 arası Fener, "dönen top, duran top, ara pası üçgeni" ile Gençlerbirliği'ni adeta boğuyordu. Ama 38. dakikaya kadar Kazım'dan tek düzgün orta gelmemesi de benim dikkatimi çekiyordu. Alex'in golünün iptali doğru karardı. Sonunda da ilk yarıyı Mehmet Çakır'ın pozisyonu dışında tehlike yaşamadan, bence Tuna'nın penaltı olan pozisyonu da verilmeyince 1-0 yenik kapıyordu Fenerbahçe. 2. yarıda rakibe yüklenen Fenerbahçe'nin arkada bırakacağı boşluklar riskti. Nitekim bu risk Lugano'dan sonra Edu'ya da sarı karta ve Trabzon maçında oynamamasına yol açıyor, zeminin iğrenç yapısı, kazanmaya çalışan takımın işini zorlaştırıyordu. Oyundan düşmeye başlayan Uğur ve Kazım'ı 55. dakikada dışarı alıp, Vederson- Ali yüklemesi yapmak seçeneğini ben düşünürken, Zico da 60'da bu müdahaleyi yapıyordu..
Semih'ten sol ayak gösterisi Şampiyonlar Ligi'nin kaleye en çok şut atan takımı Barça bunu 8 ortalama ile yapar. Fenerbahçe ise 60 dakikada 1 kez bunu yapabiliyordu. Bu da ligin kendi sahasında en çok gol yiyen ve Ankara'ya gelmiş her takımdan gol yiyen Gençlerbirliği'nin işine geliyordu. Ama değişiklikler sonrası Semih, Alex ve Carlos'a "bakın o sol ayaktan bende de var" dediği pozisyonda, kaleci Gökhan'a da "Boliç'in Schmeichel' a yaptığını yaparak" beraberliği yakalıyordu. Arkasından da son 10 haftadaki 21 golün, duran toptan olan 10'uncusu maçın yıldızı Semih'ten geliyordu.. Bu maçın net sonuçları:
1- Bülent hoca santrfor çıkarıp, orta saha alınca, arkaya yaslanmayı, baskı yemeyi kabullendi, sonunu hazırladı. 2- Fenerbahçe yenilmemek için her şeyi yapmaya hazır. 3- Kezman devre arasında bu takımdan gitmeli yeni santrafor gelmeli. 4- Zico, tek eksiği olarak gördüğüm "İşler zora gidince B Planı'nı yapmak" eksiğini de gidermiştir. 5- Fenerbahçe'ye faul yapmadan önce 2 kere düşünmek gerekir.