Nice yüz yıllara F.Bahçe'nin başarıları ülkemizde kulüp fanatiği olmayan herkesi mutlu ediyor. Beni burada en sevindiren olay kulübün Avrupa'da ve dünyada gördüğü saygıdır. Elbette bu karşılıklı bir alışveriştir. Çünkü F.Bahçe de herkese saygı duyuyor. Teknik kadrosu olsun, menajeri olsun, futbolcuları olsun son derece sempatikler. Ülkemizi yurt dışında en iyi şekilde temsil ediyorlar. Bizler de gurur duyuyoruz. Platini, Capello, Mancini gibi futbol devlerinin dünya piyasasında F.Bahçe'yi sürekli övmeleri de ayrı bir yazı konusu. Hazineden Sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, "Türkiye'nin cari açığını kapatmasında F.Bahçe'nin döviz gelirlerinin payı büyüktür" diyor. G14'e kabul edilmemizin tesadüf olmadığını gösteren sözler sarfediyor. Dünya kulübü olma yolunda hedefe adım adım değil koşa koşa gidiliyor. Taraftarı da inanılmaz bilinçli hareket ediyor. Avrupa'nın en büyük kulüplerinin taraftarını da sollayan görsel şovlar yapılması bir yana, bir futbol maçında nasıl tezahürat yapılması gerektiği şeklinde dersler verilmesi başka bir yana. Yukarıda dediğim gibi F.Bahçe dünyada saygı görüyor ama ülkemizde de öyle mi acaba? Hâlâ sinekten yağ çıkarmaya çalışanlar var. İnsanın inanası gelmiyor. Zico maçtan sonra verdiği demeçlerde "Herhalde artık stajımı tamamlamışımdır" diyerek o güzel gülüşüyle içten içe kafasını yapıyor. Yalnız bu kafayı (haklı olarak) yaparken de düzeyini asla düşürmüyor. "Daha öğrenecek çok şey var" derken kendisine stajyer diyenleri haklı çıkarmıyor, sadece dünyanın kabul etmesi gereken bir gerçeği vurguluyor. Yoksa o da bilmez mi "Ben ders almam ders veririm" demesini. Hele ki böyle zaferlerin ardından.
Son 2 maç da kazanılmalı Bu ülkede "Takım Anderlecht'e elensin de Zico gitsin yoksa Avrupa'da rezil olacağız" diyenler vardı. Ama bilmedikleri nokta Anderlecht'e elenilse de Zico gitmeyecekti. Adam geldi, takımı şampiyon yaptı. UEFA'da zorlu gruptan çıkardı. Alkmaar'a da son derece talihsiz 2-2 ve 3-3 şekilde elendi. Süper Kupa'yı aldı, Şampiyonlar Ligi'nde bir üst tura geçti, derbilerde müthiş bir üstünlük sağladı. Deniz, Uğur, Selçuk, Gökhan gibi futbolcuları kazandırdı. Milli Takımımızın emrine sundu. Ve sonuçta işin gerçeği aleyhine çalışan birkaç kişi kamuoyu yaratamadı. Zira Zico'yu F.Bahçeliler geldiği günden beri devamlı yükselen bir ivmeyle sevip sayıyorlar. Yarın G.Birliği maçı yapılacak. CSKA maçı unutulmalı. Şurada iki maç kaldı. Alınacak 6 puan belki de liderliği getirecek. Güzelliklerle dolu muhteşem bir 2007 yaşadık. Herhalde dünyada hiçbir kulüp 100. yılını böyle güzel kutlamamıştır. Zaferlerle dolu yılda gelen kupalar müzeye sığmıyor. Demek istediğim Şampiyonlar Ligi'nde üst tura çıkmak son zafer olmamalı. G.Birliği ve Trabzon maçları da kazanılmalı ve 100. yıl bu şekilde kapatılmalı. Ne diyelim, nice 100 yıllara.