Fener'in başarısı sahip çıkılmışlığın sonucudur 1- Gidin, mesela 30 Aralık'a kadar Liverpool'un yapacağı 5 maçtan bilet almaya çalışın. Gişede şunu görürsünüz: Sold out! Hepsi satıldı! Bu taraftarın, takıma sahip çıkışıdır. Peki Fenerbahçe taraftarı takımına sahip çıkmış mıdır ? Bakalım... En çok kombineyi satan takım: Fenerbahçe, Maçlarına en çok seyirci gelen takım: Fenerbahçe, resmi mağazalarından en çok satış yapılan takım: Fenerbahçe. Seyircisi nedeni ile en az ceza alan takım: Fenerbahçe Sonuç: Tüm taraftar takımına sahip çıkmıştı.
2- 3'lü savunma yapan bir Japon Milli Takımı'ndan geldi Zico, Fenerbahçe'ye... Hemen 4'lüyü kabullendi. Ama sorunlar başladı.
Peki o sorunlar neydi ve düzeltebildi mi Zico? Bakalım... Önde çift forvet ve arkasında Alex oynuyordu. 2 kanatta da hücuma yönelik 2 adam. Sözde 5 hücum adamı vardı ama Fenerbahçe hücum yapamıyordu. Geçen sene şampiyon olduğunda maç başına 1.90'lık gol atma ortalaması vardı. Ne mi vardı bunda? Bakın şu anda Avrupa'nın 5 büyük liginin liderlerine 2.1 ortalamanın altında kimseyi bulamazsınız. Zico fark etti bunu ve baktı ki gol de atamıyor, adeta devrim yaptı takımda. Çift ön liberoya döndü. Deniz ve Aurelio'yu beraber oynattı. Bir orta saha futbolcusunun zekasını gösteren en önemli şey rakip pas yaparken "Araya girerek kazandığı" toplardır. Bu ikili, bu işi Avrupa'da bile en iyi yapanlardan oldular. Bu da Fenerbahçe'in direncini olağanüstü arttırdı. Sonuç: Zico takımına sahip çıkmıştı.
ALEX'iN OLSUN DA 10 KİŞİ OYNA 3- Bu da yetmedi. Zico tek forvete döndü. Alex'i de onun biraz arkasına koyunca takım direnci daha da arttı. Bu ülkenin öne doğru top oynama sayısına oranladığınızda "En az top kaybeden adamı" Alex devleşti. Efektif oyuncu olarak görev yapmaya başladı. 10 kilometre koşmak ama hiçbir şey yapmamak yerine, 2 harekette rakibi bitiren adam oldu kaptan. Yeniden doğdu bu sene Sonuç: Alex takımına sahip çıkmıştı.
4- Takım duran toptan gol atmayı bir hatırladı ki hem de ne hatırlama. Ligin 7. haftasından sonra attığı 19 golün 9 tanesi duran toplardan geldi. Buradaki yüzde 48'lik oran, Avrupa'nın yüzde 20'ler civarındaki ''Duran toptan gol atma oranını" katlıyordu. Sonuç: Fenerbahçe geçmişte onu başarıya götüren değerlerine sahip çıkmıştı.
SELÇUK ŞAHiN COŞTU BiR KERE 5- "Kim çıkarsa çıksın fark etmez, biz değil, onlar düşünsün!'' Daha 1 -2 ay önce 2. kez bel fıtığı operasyonundan kalkmış Selçuk söylüyordu bunları. Futbolcunun kendine güveni tamdı anlayacağınız. Üstelik bundan 7 yıl önce, hem de parasız olarak Galatasaraylı oyuncuların yakaladıkları ve bu sayede UEFA şampiyonu oldukları çok önemli bir olguyu yakalamıştı topçular: "Oyundan zevk almak." Oynamak, rakibi yenmek, futbolculara inanılmaz bir zevk veriyordu. Yaptıkları işi çok seviyorlardı, çok. Sonuç: Futbolcular takımına sahip çıkmıştı.
6- "Bu maçı kazanamazlarsa 3'ü gider hele bir de öbür maçı kazanamazlarsa 4'ü daha gider." Bu sözleri hiç duymadık yöneticilerden. "Federasyon Fenerbahçe düşmanı, hakemler bizi mahvedecek." Maç sonrası çıkıp, takımının oynadığı futbola bakmadan, futbolun diğer öğelerine sayıp, dökmeler de çok azaldı. Stat adeta sadece maç izlemek için değil, eğlenmek ve konforlu bir yemek yemek için gidilen bir mekan olarak inşa edildi. Her ne kadar Real Madrid 300 milyonluk forma satarken, Fenerbahçe'nin sattığı 30 milyon dolar az görünse de bu rakam Türkiye için büyük para idi. Yönetim çok iyi bir pazarlama stratejisi uyguluyordu. Başkan da gereksiz polemiklerden vazgeçip, tüm ağırlığını takıma verince takım uçtu. Sonuç: Yöneticiler takıma sahip çıkmıştı.
YiĞiDi ÖLDÜRENLER HAKKINI VERiNCE! 7- Avrupa'nın devi, Şampiyonlar Ligi'nin en çok puan toplayan ekibi İnter, İstanbul'da devrilmişti. Ne içeride, ne dışarıda, hiçbir maçta ezilmeden oynuyordu Fenerbahçe. Hani Edu olmasa nerede ise gol bile yemeyecekti. Giderek, diğer takımların taraftarları da saygı duymaya başlamıştı sarı-lacivertlilere... Başka kentlere gittiğinde 1-2 sene önceki nahoş olaylar çok daha az yaşanıyordu. İnsanlar Fener'in başaracağına inanmaya başladı. Sonuç: Futbol kamuoyu da Fenerbahçe'ye sahip çıkmıştı. Dr.Gürkan diyor ki: 1. Dünya Savaşı'nın yol açtığı büyük yıkım, bazı şair ve yazarlarda sürrealizme, yani gerçek üstü düşüncelere ve bu düşünce ile yazılan şiirler ve Salvador Dali'nin "gövdesinde çekmece taşıyan insan" gibi gerçek dışı resimler yapmasına yol açtı. Ancak Fenerbahçe'nin şu andaki başarısı bir gerçektir ve de "Sahip çıkılmanın yarattığı" takdire layık bir başarıdır. NOT: Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe için en uygun rakip kimdir araştırmamı, hafta içinde yalnızca Fotomaç okurları için yazacağım.