Zor muydu? Deplasmanda-ki maçın favorisi ev sahibi mavi-beyazlılardı. Sadece teknik direktörleri ve futbolcuları değil, bahis siteleri de onlarla aynı görüşteydi... Maçın başlama düdüğüyle birlikte, belki de bu motivasyon sayesinde Porto, akın akın kalemize yüklenmeye başladı. Başta Rüştü olmak üzere savunmamızın zamanında müdahaleleri sayesinde rakip atakları geri püskürten siyah-beyazlılar, Porto kalesini ilk yarı içinde sadece Delgado ile bir kez yoklayabildi. Rüştü demişken... Kendisiyle aynı adı taşıyan amcasının oğlunun ölüm haberi nedeniyle morali bir hayli bozuk olan milli file bekçisi, maça "panter" gibi başladı. Sağdan soldan gelen ataklara başarıyla karşı koyuyor, net goller kurtarıyor, Porto forvetlerine saç baş yolduruyordu.
Boğazımızda kaldı Tam "İşte özlediğimiz Rüştü" diye konuşurken, yorumumuz boğazımızda kaldı. Gelişen Porto atağında pozisyonu "ofsayt" gerekçesiyle bırakan ve topa hamle yapmak yerine sadece elini kaldıran Rüştü, Beşiktaş'ın soyunma odasına bir farklı mağlup gitmesinin başlıca nedeni oldu. Onun tecrübesine ve kalitesine hiç yakışmayan bir davranıştı bu.. İkinci yarıya Burak-İbrahim Akın değişikliği ile başlayan Sağlam'ın talebeleri, Serdar Özkan ve Cisse ile 46 ve 47'de iki kez beraberlik şansı yakaladı ama yine başaramadı. Adeta "tek başına takım" olan Portekizli yıldız Quaresma'nın kalemize gönderdiği ikinci gol ise, 62'nci dakikada umutları eritmeye yetti. Yemeden atılacak bir golün milyonlarca dolar para, moral ve kaybolan prestiji geri getireceği bir karşılaşma kaybedildi dün gece Porto'da. 90 dakika ve 1 gol... Bu kadar mı zordu!...