Tam zamanıydı Üst üste aldığı yenilgilerle puan cetvelinde eriyen, takım olarak demoralize olan bordo- mavililer için Gaziantep bir çıkış maçı olarak görülüyordu. Takımını tanımaya çalışan teknik direktör Ersun Yanal, Gaziantep karşısında arayışlarını sürdürdü. Savunma kurgusunun göbeğini tecrübeli oyuncular Çağdaş ve Tolga Seyhan'dan kurarken, orta alanda Ayman'ı yedek kulübesine çekti. İki tercih de doğruydu. Hüseyin-Ayman ikilisi orta alanda el freni çekilmiş araç gibiydi. Kaptanın sahada olması en akılcı tercihti. Kazanma arzusu üst düzey olan bordo-mavililer santra vuruşu ile gole başladı. Suskun golcü Umut Bulut kendini fark ettirirken, Gökdeniz ise daha çeyrek saat dolmadan farkı ikiye çıkararak adeta "Bizim yerimiz burası değil" der gibiydi. Skor olarak farkı yakalayan Trabzon, oyun kontrolünü de eline aldı. İkinci yarıda kaleci Ahmet Şahin'in oyundan atılması dengeleri değiştirdi. Jefferson penaltıyı kurtararak 10 kişi kalmış takımına moral verirken rakibin umutlarının da kırılmasına neden oldu. Arka arkaya kurtarışları ile "Ben bu takımın kalesinde oynarım. Yeter ki moral ve şans verin" mesajını verdi.
Tribünlerin yanlışı Kaçırılan iki penaltı oyunun kader anlarıydı. Taraftarın isteği üzerine penaltıyı Yattara'ya attıran Gökdeniz, tribünlere kulak vermemeliydi. O tribünler ki zaten açtıkları pankartlarla yanlışın içinde olduğunu göstermişti. Gökdeniz, golleri ile takımına hayat verdi Trabzonspor hayati önem taşıyan bir maçtan üç puanla ayrıldı. Herkes derin bir nefes aldı diyebilirim. Seyircisi 10 bini aşkın olan bir maçta şehit ailelerine gidecek olan yardımın düşük olması düşündürücü.